Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

254 syf.
·
Puan vermedi
Soren Kierkegaard
Kierkegaard Kaygı Kavramı ile birlikte tanıdığım bir felsefeci. Benim kaygıya olan idealist bakışımı sadece birkaç cümle ile realist bir bakışa dönüştürdü diyebilirim. Aslında aralarındaki çekişmenin asla bitmediği idealizm ve realizm ekseninde, düşüncelerim daima realizme yakın olmasına rağmen Kaygı bir kavram olarak Kierkegaard'a kadar karşıma çıkmamıştı. Belki çıkmıştır da ben görememiş de olabilirim.;) Başka bir nedeni de; Okuduğumuz batı kaynaklı terapi ekollerinin Kaygıyı daima tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak nitelemesi de olabilir. Bu nedenle mesleğime felsefeyi yoldaş etmiş olmaktan dolayı çok mutluyum. Tanri'ya İhtiyaç Duymak ya da tam olarak söylemek gerekirse Soren Kierkegaard düşünceleri ile dindar olmakla, dini sorgulamak konusundaki ikiliği aşmama yardımcı oldu. Çünkü kendisini hem dindar olarak nitelendiren hem de dini en baba şekilde eleştiren Kierkegaard bu durumu kitabında da en basit şekliyle anlatiyor. 'İnanıyorsan sorgulama/sorguluyorsan aslında tam da inanmiyorsun demektir.' Bakış açısı eminim sadece benim için değil toplumda birçok insan için kesilip atılması gereken bir kangren. Ayrıca onun yazdıklarını müslüman bir ilahiyatçı yazmış olsaydı ayni nötr bakışı sağlayamayabilirdim. Çünkü kültür olarak dini elestiren ilahiyatçı/kelamcıları kompleksli görmeye oldukça yatkınız. Dücane Cündioğlu'nun bir sözü bu noktayı çok iyi açıklıyor; "Bu topraklardan din hiçbir zaman eleştirilmemiştir, hep aşağılanmıştır." (Eleştirdiğini düşünenler tarafından)
Tanrı'ya İhtiyaç Duymak
Tanrı'ya İhtiyaç DuymakSoren Kierkegaard · Fabula Yayınları · 2016243 okunma
·
108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.