Buradaki genç kardeşlerimiz mutsuzluk edebiyatı yapmaya bayılıyorlar. Hele genç hanım kızlarımız dibini sıyırmak adına ne yapacağını şaşırmış durumdalar. Elbet bazıları laf olsun deyi bunları yapıyor da olabilir; "belanın ağızdan çıkan söze bağlı olduğunu unutarak." Demem o ki sevgili kardeşlerim: "Allah bu şükürsüzlükten sebep öyle bir belanı verir ki buraya sızlanacak parmakların yerle yeksan olur." Etme, verilen nimete şükret. Gelen belaya hamd et. Belayı kendi ağzınla bağıra bağıra da çağırma. Son olarak: Siz gerçekten mutsuzluğun ne olduğunu bildiğinizi mi zannediyorsunuz küçük hanım/bey?