Gönderi

Sana büyük bir sır söyleyeceğim zaman sensin  zaman kadındır gönlü çelinsin ister zaman hep okşansın diz çökülsün hep  dökülmesi gereken bir giysi gibi ayaklarına  taranmış  bir upuzun saç gibi zaman  soluğun buğulandırıp sildiği ayna gibi  zaman sensin uyuyan sen şafakta ben uykusuz seni beklerken  sensin gırtlağıma dalan bir bıçak gibi  ah bu söyleyemediğim işkencesi hiç geçmeyen zamanın  bu durdurulmuş zamanın işkencesi mavi çanaklarda kan gibi  bu göz susuzluğundan sen yürürken odada  bense bilirim büyüyü bozmamak gerektiğini  daha beter seni kaçak  seni yabancı bilmekten  aklın ayrı bir yerde gönlün ayrı bir yüzyılda kalmaktan  tanrım ne ağırdır sözcükler asıl demek istediğim bu  hazzın ötesinde taşındı sevgim hiçbir zararın erişemeyeceği yerde bugün  sen ki benim saat-şakağımda vurursun  boğulurum soluk alıp vermesen  tenimde bir duraksar ve yerleşir adımın  sana büyük bir sır söyleyeceğim her söz  dudağımda bir dilenen zavallı  acınacak birşey ellerin için kararan birşey bakışının altında  işte bu yüzdendir sık sık seni seviyorum deyişim  boynuna takabileceğin bir tümcenin o parlakca kalp kristali  kaba konuşmamdan gücenme benim bu konuşma  ateşte şu tatsız cızırtıyı çıkaran sudur o kadar  sana büyük bir sır söyleyeceğim bilmem ben  sana benzeyen zamandan söz açmayı  bilmem senden söz açmayı bilir görünürüm  tıpkı uzun bir süre garda  el sallayanlar gibi gittikten sonra trenler  bilekleri sönerken yeni ağırlığından gözyaşlarının  sana büyük bir sır söyleyeceğim korkuyorum senden  korkuyorum yanın sıra gidenden pencerelere doğru akşam üzeri  el kol oynatışından söylenmeyen sözlerden  korkuyorum hızlı ve yavaş zamandan korkuyorum senden  sana büyük bir sır söyleyeceğim kapat kapıları  ölmek daha kolaydır sevmekten  bundandır işte benim yaşamaya katlanmam  sevgilim.
··
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.