Sarayın ışıltılı penceresi yoktu artık, zaten kalsaydı halkın kurşun yağmuruna hedef olurdu. İnsanlara iyi gözle bakılan bir pencere olmamıştı bu asla -içinde Lucifer'in gururundan, Sardanapalus'un şatafatından ve bir köstebeğin körlüğünden zerreler vardı hep- ama yok olup gitmişti artık. Sarayın ayrıcalıklı iç halkasından entrika, yozlaşma ve riya dolu dış halkasına kadar her şey sona ermişti. Kraliyet sona ermişti; gelen son dalgalarla birlikte, bizzat kendi sarayında bir köşeye sıkıştırılmış, "askıya alınmıştı".