O zamana kadar kendi zihninin efendisi olmuş, onun işleyişini dilediği gibi yönlendirebilmişti. Ama kalbinin en derinlerinde, öz disiplininin erişemeyeceği, farklı bir yapıya sahip derin bir kuyu vardı ve bu kuyunun kapağı aniden kalkmıştı. Ellerini kenara koyup karanlığa baktığında, dipsiz derinlik onu dehşete düşürdü.