Bu kitaba bilinç akışıyla yazılmış demek yetersiz kalır, bence bilincin ta kendisiydi. Tesadüfen bir zihnin içine girmişim de neler olduğunu merakla izliyormuşum gibi hissettim. Hani zihnimizde düşünceler ışık hızıyla yer değiştirir, çarpışır, irili ufaklı parçalara ayrılır ya işte onun kitaba dönüşmüş haliydi. Sadece düşünceler birbirinin üzerinden zıplamıyor, duygu akışı da onlarla yarışıyor. Öyle ki bu kitabı tek kelimeyle tarif et deseler o kelime “his” olurdu. Ve göz göze geldiğim hislerin yükü yüzünden ikişer sayfa okuyup yirmişer dakika dura düşüne bitirebildim. Bölük pörçük cümleler ve alakasız gibi görünen geçişlerle böylesi yoğun hisler yaşatmasına hayran kaldım! Ve anladım ki insanların, olayların bizdeki tezahürü hep ne hissettirdiklerinden ibaret. Anlamışsınızdır, belli bir konusu yok ama dikkatle dinlediğinizde aşk, savaş, kadın gibi pek çok şeyi bulabilirsiniz. Anlatıcımız, Ivan, Malina; bu üç önemli kişiyle birlikte(Onlar kimdir, kim kimin nesidir boşverin. Belki de en büyük yanlış, insan ilişkilerine ad koymaya çalışmayı aradaki bağın gücüne yeğlemektir) iç içe geçen diyaloglar, monologlar, masal ve mektuplarla döşeli bu güzel yolu yürümek benim için eşsiz bir deneyim oldu.

MalinaIngeborg Bachmann · Yapı Kredi Yayınları · 2022637 okunma

·

190 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.