Betül

Sabitlenmiş gönderi
“Yaşamı ‘hafifçe’ yaşayabilseydin, yaşamın olayları da uçup giderler,sana yük olmazlardı-ama o zaman da,uçucu boş olurdu yaşamın. Bu yüzden,yaşadığın her olayı ‘ağır’laştıracaksın ki; uçup gitmesin ,omzuna çöksün; sen de onun yükünü taşıyasın.”
Reklam
384 syf.
·
Puan vermedi
Mektupların Romanı
Mektupların RomanıMihail Şişkin
8/10 · 83 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Biraz sonra, gün bütün fazlalıklarından arınıp çağdaş tirşe rengini bulduğunda sen girdin içeri. Geniş zamanda. Bir gün boyunca usulca hazırlanan , ânı kollanan, gelip çatması beklenen, yine de beklenen anda geldiği için şaşırtıcılığı büsbütün artan bir doğaçlama gibi.”
“İkimiz de geçmişimizi yanımızda taşıyanlardanız, akrabayız; o yüzden konuşmamız hızla eskiyecek, biz de eskiyeceğiz, ister istemez.”
Reklam
“Sustukları sırada bile konuşabildiklerine göre yıllardır tanışıktılar bir anlamda.”
“Yeni tanıştıkları belliydi. Yine de aynı kitabı ayrı dönemlerde, aynı coşkuyla okumuş, kurşun kalemle aynı satırların altını çizmiş kişilere özgü bir sırdaşlık vardı aralarında”
“Ben hiçbir şeyin zamanının geçeceğine inanmıyorum, her şey buralarda bir yerde geri çağrılmayı bekler.”
“En tehlikelisi dinlemektir diye düşündüm. Bilmek, öğrenmek, haberdar olmak, kulakların tıpkı gözler gibi istendiğinde telaffuz edilen şeye kapatılabilen kapakları yoktur, az sonra duyacağını bildiğin şeyi dinlemekten kaçınmak imkansızdır, hep fazlasıyla geçtir. Artık biliriz ve bu bizim bembeyaz ya da solmuş ya da korkmuş ya da ürkek kalbimizi lekeleyebilir.”
“Susabilirdim, sonsuza kadar susabilirdim, ama biriyle ne kadar çok sırrını paylaşırsa onu o kadar çok sevdiğini sanır insan, anlatmak çoğu zaman bir hediye gibidir, verilebilecek en büyük hediye, en büyük bağlılık, teslim olmanın ve aşkın en büyük kanıtıdır. Anlattıkça birbirine layık olur çiftler. Birden, insana sadece bunları, birden tükenen ya da sürekli tekrar edilen o tutkulu sözleri söylemek yetmez. Dinleyene de yetmez. Söyleyen tatmin olmaz ama dinleyen de tatmin olmaz, söyleyen diğerinin tüm dikkatinin kendisinde olmasını ister, diliyle onu sonuna kadar etkilemek ister ve dinleyen de sonuna kadar şaşırmak ister, biraz daha duymak , uydurulmuş ya da yalan bile olsalar daha çok, daha çok bilmek ister.”
Reklam
“İnsanlar anlatırlar, konuşurlar, söylerler, kelimeler bedavadır ve bazen kendiliğinden pervasızca taşarlar insandan. Her fırsatta çıkarlar ağızdan, sarhoş olduğumuzda, öfkelendiğimizde, umutsuzluğa düştüğümüzde, canımıza tak ettiğinde, heyecanlandığımızda, âşık olduğumuzda, dile getirilmesi uygunsuz olduklarında ama biz bunu hesap edemediğimizde. Ve birine zarar verdiğimizde. Hata yapmamak imkânsızdır. Kelimelerin normalde sahip olduklarından daha kötü sonuçlar doğurmadıkları çok nadirdir.”
“Sanki bellek de yaşla beraber, tıpkı gözler gibi her şeyi net olarak görebilen o gücünü yitiriyormuş gibi. Yorgun bellekler için uygun gözlük yoktur, tatlı kız.”
“Acele ediyordum çünkü şimdi duymadığım hiçbir şeyi bir daha duyamayacağımın bilincindeydim, insanın bir kaset dinlediğinde ya da bir film izlediğinde yeniden başa alabileceği gibi tekrar edilmeyecekti, anlaşılmayan ve duyulmayan her fısıltı sonsuza kadar kaybedilmiş olacaktı. Çok talihsiz bir şeydir yaşadığımız şeylerin böyle kaydedilmeden hatta daha da kötüsü bilinmeden ya da görülmeden ya da duyulmadan kalması, çünkü telafi edilmelerinin yolu yoktur.”
“Her şey anlatılabilir. Başlamak yeter, sonra kelimeler çorap söküğü gibi gelir.”
1.529 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.