De ki İşte

Oruç Aruoba
Ölüm yaşamdan daha belirgindir. Ölüm yaşamdan daha kesindir. Yaşam belirsizdir; oysa ölüm, belirgin ve kesindir. Hep bir süreç olan yaşam, ölüm anında, sonunu değil, sonucunu bulur: Ölüm yaşamın sonucudur - kişinin nasıl bir yaşam yaşadığı, öldüğü ölümden bellidir. Ölümü bilen, onun bilincinde olan bir yaşam, yaşam sürecinin her anında ölümü yaşama katarak, yaşamı bilinçli kılar - ölümü yaşamdan koparmadan, ama ölümün yaşamı kaplamasına da izin vermeden, ölümü, her an, yaşam kılar.
160 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

160 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
* NOT : Okurken kafanız karışabilir '' Az önce ben ne okudum ya '' diyebilirsiniz. NOT : Kitabın ilk bölümlerinde kendinizi Özel Kuvvetler veya Komando Kampında hissedebilirsiniz. :D For example : ''Yaşamın ancak ölümünden sonra belli olacak -yani hiç, belli olmayacak . Yaşayacaksın hep - hiçe dek; sonra da hiç olacaksın. '' Gibi. Daha çok var :)) Gelelim kitaba , Oruç Aruoba'nın daha önce okuduğum ''Hani'' kitabını daha çok beğenmiştim. Kitaptaki dil , biçim , üslup kısaca her şey diğer kitabıyla aynıydı. Ancak konu bakımından çok farklıydı. Ölüm ile başlıyordu kitap. Biraz gerilerek okuduğumu itiraf etmeliyim. Daha sonra Yaşam konusuna geçince '' hıh tamam ya işte bu , biraz gitsin karamsarlıklar '' dedim ama demez olaydım. Meğer yaşamak ölümden daha kötüymüş... En son Felsefe bölümü vardı. Tamam harika başlangıç , tamam şiirle felsefeyi karşılaştırma ve benzetme. Her şey süperdi. Ama daha sonrasında sadece Felsefe dersi gördüm diyebilirim. Felsefe dersinden tek farkı , Felsefe'deki terimlerden bahsetmiyor oluşuydu ki çok şükür... Oraya da girseydi durum feci olabilirdi. ''Her şeyin fazlası zarar'' bölümümde bu kitapta gereksiz yere uzatılan cümleler vardı. Ölüm yok olmadır , ölüm var olmamadır , ölüm silinip gitmedir. Gibi sürekli kısır döngüyle anlatmış yazarımız. Diyorum ki anlatılmak istenenin en 3 farklı şekilde anlatılması iyi değil midir? Yani matematikte , fizikte ya da zor bir konu da iyidir. Fakat bu kitapta abartı geldi. Oruç Aruoba , lütfen bu kadar kelime oyunu yapma. Lütfen kelime oyunu yapma bu kadar Oruç Aruoba. Kelime oyunu yapma Oruç Aruoba lütfen.
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20186bin okunma
De ki İşte - Oruç Aruoba /Yazmak yaşamak uçurumunun doruğudur.
160 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Şiir ile felsefenin bir araya geldiği adam:
Oruç Aruoba
Oruç Aruoba
Felsefe dediysem öyle yalnızca düşünmek, ilgilenmek gibi anlaşılmasın bu işin mektebini okumuş bir karakter. Alana dair kim varsa okumuş, çevirmiş
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20186bin okunma
De ki işte..
160 syf.
8/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Yaşamın türlü dönemeçleriyle dolu bir eser.. Bu derece etkileyeceğini hiç sanmazdım. Evet yine beklentisiz çıkılan bir yolculuğun sonucu bu. Tekrar ve tekrar söyleyecem; sıfır beklenti sonucu böyle
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20186bin okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap güzel olmasına rağmen son kısımla arasında bağlantı kopukluğu var. Oruç Aruoba yı çok severim ama başlangıçta şairane başladığı bir kitabı felsefeye girip düz yazı şeklinde bitirmesi çok da hoş olmamış. Yine de kısa ve tat veren bir kitap.
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20186bin okunma
157 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitabın türünü anlamaya çalışırsak biraz şiir, biraz deneme ve bolca felsefe dersek uygun olur. Üç bölüme ayrılıyor: Ölüm(de), Yaşam(ki) Felsefe(işte). Yaşam ve ölüm hakkında aslında bizim sürekli tekrarladığımız cümleleri şiirleştirerek,edebi bir dille yazarımız aynı şeyleri tekrarlayarak ama farklı bir tarzda, düşündürücü bir şekilde anlatmıştır. Son bölümde felsefe,şiir,psikoloji vs alanları birbiriyle karşılaştırıp,nasıl etkilendiklerini anlatarak felsefecilere de seslenmiş kimlerin felsefeci olup olmadığına, nasıl olmaları gerektiğine değinmiştir. Ayrıca felsefe bölümünde Nietzsche, Hobbes,Epiktetos, Aristoteles gibi bir çok felesefecinin alıntılarını paylaşarak bize felsefi bakış açısını gösterip, felsefenin önemini hatırlatmayı başarmıştır. Demem o ki bu kitapta diğer şiir kitaplarından daha zorlayıcı,sorgulayıcı farklı bir anlatımla karşılaşacaksınız. Okumak isteyenlere iyi okumalar...
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20186bin okunma
157 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Oruç Aruoba'yı "İle" kitabıyla (ilişki defteri) tanıyanlar için -neredeyse- bir hayal kırıklığı. 'De Ki İşte'nin bir felsefe grubu kitabı olarak yayınlanmasını haddinden fazla iddialı buldum. Türü konusunda hala bir sonuca varabilmiş değilim. Nitekim çok arada derede kalmış. Felsefeden edebiyat devşirme çabası, kelimelerle fazlaca oynaması, cümleleri evirip çevirmesi bir noktadan itibaren sıkıcı denebilecek bir hal alıyor. Kitap 3 görünümlü 4 bölümden oluşuyor. Oruç Aruoba burada da bir felsefe girişimini eksik etmemiş. Peki onun dediği olsun. Bölüm 0: anlama-rayış Bölüm 1: De (yaşam) Bölüm 2: Ki (ölüm) Bölüm 3: İşte (felsefe) Oruç Aruoba okuru hafakanlar basacağını tahmin etmiş olacak ki, ayakta tutabilmek için kitap boyunca referanslar vermeye gayret göstermiş. Bu çabayla son bölüme ulaştığınızda dozu artırıyor ve dipnotlarla, açıklamalarla karşılıyor sizi. Herşeye rağmen arada güzel cümlelere de rastlayabilirsiniz. Fakat kitabı kapattığınızda, geriye 2 soru kalıyor aklınızda. 1. Ben bu kitabı niye okudum? 2. Bu kitap bana ne anlattı? Yine de siz bilirsiniz :)
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20186bin okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Herkese merhabaa Yine bir Oruç Aruoba kitabından bahsetmek istiyorum. Yazarın kelimelere yüklediği anlam ve o anlamların çağrıştırdığı kavramları çeşitli boyutlarıyla ele almasıyla, kullandığı
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20186bin okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
Anlamak masraflı iş doğrusu. Çaba göstermeden gelişi güzel okuyoruz hepimiz. Eserin geneline baktığımda birbirini tekrar ediyormuş gibi görünen bir sürü kelimeler yığını bir araya gelmiş bize bir
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20186bin okunma
“Ölüm yitmekse,yaşam da yitirmektir.”
160 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Adını kitaplarıyla duyduğum ilk günden beri eserlerini kütüphaneme eklediğim yazarla tanışmam maalesef ki vefatından sonra oldu. Aforizmalara dayalı felesefi metinleriyle bilinen yazarın De ki İşte kitabı,üçlemenin ikincisi(tümceler-de ki işte-yürüme). Ve eğer üslubunu anlamayı istiyorsanız bu üçlemeyle başlamanızı öneririm. Sonuç odaklı bi anlatı değil Aruobanın kalemi,süreç odaklı.Düşünceler,aforizmalar,şiir tadında felsefi metinlerle süslüyor soyut dünyamızı,okurken tam cevaba denk geldiginizi sandığınız sırada yeni bir soru doğuyor cevaplardan.Tam bir felsefe adabı. Deyimiyle; “Felsefe,kişinin,bastığı yeri görmeden,gittiği yönü bilmeden,’kör’ olarak yürümesi gereken yoldur—herhangi bir yere ulaşma beklentisi de olmadan...” Kitabın bölümlerinden ölüm,yaşam,felsefe üzerine aforizmalar okumak isteyenlere,dünyaların en zengini olan soyut düşünce dünyasını zenginleştirmek isteyenlere tavsiyemdir. Sevgi ve Muhabbetle..
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20186bin okunma
anlama-rayış
160 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Oruç Aruoba anlaması çok güç, iç hesaplaşmayı okuruna yoğun yaptıran bir yazar. Onu uzun zamandır okumayı düşünen biri olarak şimdi bu sorgulamaları yapabilecek güçte hissettim kendimi; hem de en çarpıcı kitaplarından biri ile. Önce ölümü sorgulattı sonrasında yaşamı. Ve aslında yaşamla ölüm arasındaki o mutlak bağı. Ying-Yang gibi bir nevi.. birbiriyle anlam kazanan iki bütündü bunlar. Yapmamız gereken bu bütünlükteki anlamı yakalayabilmek. Kimi cümlelerinde bu anlam arayışında kaybolacağımızı, bazen yönümüzü bulma ihtimaline çok yaklaşacağımızı bazen yanlış yollara sapacağımızı hatta yönümüzü bulsak bile yolumuzu bulamayacağımıza dikkat çeker. Yaşamında bir anlam arayışında olanları silkeyecek cümleleri var. Ve en sevdiğim kısım ise "yaşamında yapılabilecek her şey tükendiğinde ya da hiçbir şey yapamayacak duruma düştüğünde yazarsın - ancak da o zaman yazabilirsin: yazabilmek,yapabileceklerinin tükenmesi; senin, hiçbir şey yapamayacak duruma düşmen olacak." Yazmanın o şifalı etkisini keşfedin.
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20186bin okunma

Yazar Hakkında

Oruç Aruoba
Oruç AruobaYazar · 21 kitap
Ortaöğrenimini Ankara TED Kolejinde tamamladıktan sonra, Hacettepe Üniversitesine devam eden Aruoba, psikoloji bölümünden lisans ve yüksek lisansını aldı. Yine aynı üniversitede felsefe bilim uzmanı oldu. 1972 ve 1983 yılları arasında öğretim üyesi olarak görev yapan yazar, felsefe bölümünde doktorasını da tamamladı. Aruoaba, 1976 yılında başlamak üzere bir yıl süreyle Almanyadaki Tübingen Üniversitesinde felsefe semineri üyeliği yaptı. Ayrıca 1981de Yeni Zelandaya giden yazar, Victoria Üniversitesinde konuk öğrenim üyeliğinde bulundu. 1983 yılında akademisyen olarak çalışmayı bırakıp üniversiteyle ilişiğini kesti. Bu dönemde İstanbul'a yerleşti ve çeşitli basın organlarında yayın yönetmenliği, yayın kurulu üyeliği ve yayın danışmanlığı yaptı. Ağırlıklı olarak yazı ve çeviri işleriyle uğraşan Aruoba'nın çalışmaları saygın edebiyat dergilerinde yer aldı. Akademisyen olarak başladığı kariyerine yazar ve çevirmen olarak devam etmiş, edebiyata ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuştur. Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli düşünürlerden biridir. Hume, Rilke, Wittgenstein, Nietzsche, Von Hentig, Başo ve Celanın eserlerini Türkçeye çevirerek literatüre kazandırmıştır. Özgün ve yalın bir stille yazdığı haiku tarzındaki şiirleri yediden yetmişe bir çok okuyucuya ulaşmış ve sevilmiştir. Aruoba, aforizmalara dayalı felsefi metinleri oldukça başarılı bir biçimde kaleme almış ve Türkiye'nin Nietzschesi olarak anılmıştır. Epistemoloji, etik, Hume, Kant, Kierkegaard, Nietzsche, Marx, Heidegger ve Wittgenstein konuları üzerine çalışmalar gerçekleştiren Aruoba, bu çalışmalarına günümüzde devam etmekteydi. Özellikle şiir sanatına yönelmiş ve Heidegger’in şiire yaklaşımını; “Ona göre insanın temel sözü şiirdir. Çünkü insan yaşayan, dünyanın içinde olan, diğer insanlarla ilişkisini dil aracılığıyla kuran varlıktır. İnsanın bütün etkinliklerinde yer alan, içinde yaşadığı dil ile (tarihsel olarak da) içinde yaşadığı varoluş arasında kurduğu temel anlam ilişkisi, şiirde ortaya çıkar. İnsanın bilinen bütün tarihi boyunca çeşitli biçimlerde görülen “şiir” adı verilen dilsel kuruluşlar, bu temel ilişkiyi ortaya koymaya (dile getirmeye) çalışan insan yöneliminin ürünleridir. Heidegger de buna ulaşmaya, (anlamlandırmaya, yorumlamaya) insanın dünya ile ve diğer insarlarla olan ilişkisini ilk biçimiyle yeniden kavramaya çalışır.” sözleriyle açıklamıştır. Aruoba, Hume, Nietzsche, Kant, Wittgenstein, Rainer Maria Rilke, Von Hentig, Paul Celan ve Matsuo Bashō gibi düşünür, yazar ve şairlerin eserlerini de Türkçeye kazandırmıştır. Bir dönem Açık Radyoda Filozof Dedikoduları isimli programı da hazırlayıp sunan Aruoba, Wittengstein'ın eserlerini Türkçeye ilk çeviren kişi olarak da bilinmektedir. Aynı zamanda Aruoba, Japon edebiyatı kökenli bir şiir türü olan haiku’nun, Türk edebiyatındaki temsilcilerinden de biridir. Yazar, Nietzsche’nin “Antichrist” eserini de Almanca’dan Türkçe’ye kazandırmıştır Felsefe Sanat Bilim Derneği’nin her yıl düzenlediği “Assos’ta Felsefe” etkinliklerine konuşmacı olarak katılan yazar, “Felsefenin Hayvanına Ne Oldu?”, “Bilim ve Din” gibi birçok başlıkta sunumlar gerçekleştirmektedir. Ayrıca, Füsun Akatlı Kültür ve Sanat Ödülü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen sempozyuma da konuşmacı olarak katılmıştır. Oruç Aruoba, 2006 ve 2011 yıllarında Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü yarışmasında Füsun Akatlı, Ahmet Cemâl, Doğan Hızlan, Nüket Esen, Orhan Koçak, Nilüfer Kuyaş ve Emin Özdemir ile birlikte seçici kurulda yer almıştır. Aruoba’nın şiirlerinde kullandığı üslup ve noktalama işaretlerinin edebiyat kurallarının dışında olmasına rağmen bu durum akademik çevrelerce sanatçının üslubu olarak değerlendirmiştir. ESERLERİ Tümceler, Bir Yerlerden Bir Zamanlar, 1990, Metis Yayınları De ki İşte, 1990, Metis Yayınları Yürüme, 1992, Metis Yayınları Hani, 1993, Metis Yayınları Ol/An, 1994, şiir, Metis Yayınları Kesik Esin/tiler, 1994, şiir, Metis Yayınları Geç Gelen Ağıtlar, 1994, şiir, Metis Yayınları Sayıklamalar, 1994, şiir, Metis Yayınları Uzak, 1995, Metis Yayınları Yakın, 1997,Metis Yayınları Ne Ki Hiç, 1997, haikular, Varlık Yayınları İle, 1998, Metis Yayınları Çengelköy Defteri, 2001, Metis Yayınları Zilif, 2002, Sel Yayınları Doğançay’ın Çınarları, 2004, şiir, Metis Yayınları Benlik, 2005, Metis Yayınları Meşe Fısıltıları 2007, Metis Yayınları David Hume’un Bilgi Görüşünde Kesinlik, 1974 Nesnenin Bağlantısallığı (Hume – Kant- Wittgenstein), 1979 A Short Note on the Selby-Bigge Hume, Tebliğ, Edinburgh, 1976 The Hume Kant Read, Tebliğ, Marburg, 1988
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.