"60' lann sonuydu. Haftani belki iki üç günü dört saat saz çalarız. Evim yoktu o zaman. Balık pazarında dokuz odalı bir ev kiraladim. Bir odayı stüdyo gibi yaptım. Ama çok da yoruluyoruz radyoda. Evde gecenin saat dördüne kadar gözyaşlarımla, zihnimi yormak şartıyla, hiçbir yerden mebzul bir şey almamak şartıyla çalıştım.. Üç yıl sürdü, bu 'Haydar Haydar' meydana geldi. Eh tabii uykusuzluk bir taraftan, beyin yoruluyor gönül yoruluyor, göz yoruluyor. Gözyaşlarımla ben onu bir yemek gibi pişirdim. Uykusuzluğumla motif motif çalıştım. Bir yemek yapar gibi, yemeğin başında, tencerenin başında bekleyip yemeği pişiren bir ahçı gibi. Onu öyle pişirdim
Ali Ekber Çiçek