Gönderi

ÇEVRECİLİK
Karşıdakinin anlattığı değil sizin ne anladığınız önemlidir çoğu zaman. Bazı kavramlar üzerinde çokça tartışma olması, menfaatlerin çakışmasına bağlıdır. Durduğu yerin, bakış açısının ne olduğu çıkar ilişkisine bağlı olmayan sağduyulu insanlar istisnadır. Sağduyulu insanlar; duygusal değerlendirmelerden, toptancı yaklaşımlardan, kısa vadeli faydalardan bağımsız düşünürler. Günü değil, geleceği toplum için düşünmek ulvi bir davranıştır. Çevrecilik tam da bu noktada bazıları için ütopik gelebilir ama acı gerçekler adım adım hissedilir derecede karşılarına çıktığında çok geç olabilir… Sınırsız tüketimin, israfın varacağı yer küresel ısınma ve iklim değişikliği hatta iklim krizidir. Kuraklık, susuz bir hayat ve gıda güvenliği önümüzde durmaktadır. Tüm dünya bu tehlike ile yüzleşmekte ve tedbir almak zorundadır. Zira dünyanın bir noktasındaki olumsuzluk en uzak noktasındaki toplumları etkilemektedir. Son yıllarda tehlikenin farkına varanlar da çoğu zaman oturup karar almaktan öteye gidememektedir. Toplumların kabul etmediği bir düşünce yaptırımlarla bile uygulamaya geçememektedir. Aşırı tüketime alışmış, israf eden bireylerin oluşturduğu bencil toplumları ikna etmek hiç de kolay değildir… Çevresine duyarlı bireyler; sorumluluk sahibi, sağlıklı düşünebilen sağduyulu insanlardır. Çevreyi evinin, sokağının temizliği olarak görmekten çok; topluma, hayvanlara, bitkilere hatta cansız varlıklara bile fayda olarak görmektir çevrecilik. Elbette arabasının çöpünü yola atan, aldığı eşyanın paketini sokağa atan, geçtiği yere tüküren bir çevreci yoktur. Boşa akan bir musluğu, yanan bir ışığı kapatmak, modaya değil ihtiyacına göre tüketmek ortalama bir çevreciliktir. Ancak çevre sadece fiziki şartlarımızın temizliği ile sınırlı olmamalıdır. Çevrecilik; kendini değil başkasını, gününü değil geleceği düşünmek; içinde insani bir değer taşıyan yüksek kültürdür. Bu kültürün toplumun sosyal yapısına zararı olan her davranışa karşı bir duruş olduğunu söyleyebiliriz. Doğa katliamı yapılarak elde edilen kazancın, insan sağlığını tehdit eden ürünlerin, geleceğimizi tüketen yapıların da karşısında olmaktır… İdealist, düz düşünen, samimi bir duruşun taraftarının çok olması beklenir maalesef öyle değildir. Çevreciler; modern dünyanın protest kişileri olarak adlandırılıp, küçümsenirken veya dışlanırken bunun vahşi kapitalizmin bilinçli bir yönlendirmesi olduğunu bilirler. Mesele deniz değil o kurtarılan tek bir deniz yıldızıdır asıl olan. Selam olsun kelebek etkisine inanan çevreci dostlarımıza…
·
293 görüntüleme
Sinan ALATAŞ okurunun profil resmi
Siz ne kadar anlatırsanız anlatın, anlattığınız karşıdakinin anladığı kadardır...
Sinan ALATAŞ okurunun profil resmi
Hocam, konu herkesin ilgi duyması gereken bir konu. Müsaadenizle başka bir açı getirmek istiyorum konuya... İnsan da yaşadığımız çevrenin bir parçasıdır. Diğer parçalardan farklı olarak iradi yani istemli olarak etki kabiliyeti olan çevrenin parçası. Çevremize yakışıksız, zararlı gördüğümüz konulara ilgi çekmeye çalıştığımız kadar insan ile ilgilenmiyoruz diye düşünüyorum, İnsanın da hastalıklı hali bence ilk ve en öncelikli ilgi konusu olmalı. Terslemek, reddetmek, dışlamak değil sevgi ile ilgilenmek, erdem ile buluşturmak, bunun için de bu konularda ehil olmak. Sorunları olan, hastalıklı, yeterince eğitilememiş, eğitilmiş fakat eğitimi insanlığında olumlu bir davranış değişikliği yaratamamış İNSANLAR sokağa atılmamasını isteğimiz bir çöpten, tükürükten vs. daha çok ilgilenilmeli diyeceğimiz, odaklanacağımız ve emek harcayacağımı varlıklardır, diye düşünüyorum... İNSANLAR konusunda ideale ulaştığınızda sorun olarak gördüğünüz her türlü konu doğal olarak sorun olmaktan çıkacaktır... İNSAN dururken başka ilgi alanları, bir sanat eserinin çerçevesi ile ilgilenmek gibi geliyor bana... İNSAN insanlığı ile yaşarsa sorun kalmaz, hiçbir konuda... İNSANI insanlığa kavuşturmalı...
Sinan Alataş
Sinan Alataş
Bir Yığın Söz
Bir Yığın Söz
Mehmet Dikici okurunun profil resmi
Doğru söze ne denir, teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.