Gönderi

Gidenlerin ardından...
Dört yanım puşt zulası diyen o büyük şair… Ne aşktan, ne de mutluluktan yana, alamadı nasibini… Anlıyorum seni, hem de çok iyi: Hani yaşamadım da değil aşkı, diyorsun. Bilmem de değil! Hatta çok iyi bilirim, diyorsun. Çünkü yaşadım. Ve de yaşattım. Ancak, aşk beni öteledi. Ya da o, O öteledi! Haindi, Gerçek yüzünü çok iyi gizleyen bir haindi hem de Bıraktı gitti, diyorsun. (öylece…) Güven hislerimin tümünü, istismar ederek… O nedenle hissiz, O nedenle güvensizim, diyorsun… Resmine her baktığımda Yağmur sonrası bastıran sisi andırır, Çehreni kaplayan hüzünlü gülümseme… Veya pencere camlarındaki buğuya benzer, Gözlerinin rengini perdeleyen buğulu bakışlar… Güvensizliğim; Biraz da, hâlâ bunları yaşıyor olmaktan sanırım… O giderken gidememiş olmaktan, Yaralı kalmaktan, Evet, yaralı kalmaktan, diyorsun. (Net olan şu ki, yarım kalmaktan…) Gidenler; Neden valizini doldurup giderler ki? Kalana kocaman boşluklar bırakarak? Bıraktıklarının arasında ‘sevimsiz hayaletler’ olarak…
Nuh Karaaslan
Nuh Karaaslan
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.