Gönderi

Yakuttan, zümrütten medet boşuna, Hepsi bir gün döner, çakıl taşına. Geç kalma.. Bakıp da o genç yaşına,     Sanma ki; önünde seçenekler çok;     Ya ÎMÂN, ya İSYÂN, üçüncüsü yok.   Dünyanın serveti, şehveti sahte; Bir kefen kadardır, vefâsı ahde. Boğma vicdânını, meyde, kadehte, Sanma ki; önünde, seçenekler çok; Ya AHLÂK, ya HELÂK, üçüncüsü yok.   Sen, şerefli doğdun, şerefli yaşa, O bencil nefsini, vur taştan taşa; Yoksa çıkamazsın, şeytanla başa.    Sanma ki; önünde, seçenekler çok;     Ya CENNET, ya CİNNET, üçüncüsü yok. İnsanlık yanıyor, ateş bacada, Fitneler kaynıyor, binbir locada, Umut kuyrukları, ‘cinci’ hocada;     Sanma ki; önünde, seçenekler çok;     Ya İZZET, ya ZİLLET, üçüncüsü yok.   Bir kere baktın mı, kalkıp seherde? Kapılar açılır, gök perde perde. Sordun mu Kurân’a, kurtuluş nerde?     Sanma ki; önünde, seçenekler çok;    Ya ŞÜKÜR, ya KÜFÜR, üçüncüsü yok.   Dağlara özenip, tepeden bakma, Mezar taşlarına, rütbeni çakma, Şu cennet köşkünü, kibirle yakma;     Sanma ki; önünde, seçenekler çok;   Ya İHLÂS, ya İFLÂS, üçüncüsü yok.   Bırak.. O “çağdaşlar”, ne derse desin, Hayat bir sınavdır, bu hüküm kesin, Secde et ki; varsın, Allah’a sesin;     Sanma ki; önünde, seçenekler çok;    Ya KUR’ÂN, ya HÜSRÂN, üçüncüsü yok.  
·
1.464 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.