Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ortamı mazeret edinenler ortama teslim olur. Ve, ortama rağmen kalb, vicdan ve fıtratlarının sesini dinleyenlere, ortam teslim olur. Bu gerçeğin manidar bir örneğini ise, Musa aleyhisselam kıssasında bulur insan. Musa aleyhisselamın bir yanda azgın Firavun ve kavminin küfrüne, öte yanda bezgin Benî İsrail’in düştüğü şirk haline karşı sergilediği ubudiyet ve risalet, herkesin mâlûmudur. İşin en çarpıcı yanı ise şudur: İşte bu Musa aleyhisselam, her türlü haricî etkiden uzak olarak gizli ve temiz bir laboratuvar ortamında değil; tam aksine, kendisini ilah bilen ve insanların da öyle bildiği Firavun’un sarayında yetişmiş durumdadır. Henüz bir bebek iken Nil’e bırakılan Musa, çocukluk yıllarını küfrün, inkârın ve de sefahetin tam da merkezinde yaşamıştır. Asiye’nin ısrarıyla Firavun’un evlat edindiği bir çocuk olarak, bir bakıma, ‘Firavun’un kucağında büyümüş’tür. Onun sözlerini duymuş, onun hayat tarzını görmüş, onun felsefesiyle yüzyüze olmuştur. Fakat, Firavun sarayında yetişen Musa, Firavun zihniyetiyle yetişen Musa olmamıştır. Kendini rab tanıyan birinin dizi dibinde büyümüş, ama Rabbini tanımıştır. Dahası rab’lik iddia eden Firavun’u da Rabbine çağırmıştır.
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.