Bu sayfalarda, biraz da tumturaklılığa kaçarak “Yaşama umutsuzluğu yoksa, yaşama aşkı da yoktur,”
diye yazmıştım. O sırada ne denli doğru söylediğimi bilmiyordum; gerçek umutsuzluk zamanlarından
geçmemiştim daha. Bu zamanlar geldi ve bende ölçüsüz yaşama isteğinden başka her şeyi yıkabildi.