Selam.
Bu kitaptaki çocuklar ve aileler bence milletçe kanayan yaramız. Gelin görün ki sorun da sonuçları da maalesef evrensel.
Biliyorsunuz çocuklar doğar, büyür, agudu bugudu der, yürümeye başlar, okula gider, karşı cinse yürümeye başlar, meslek tercihi yapar ve ilerde sigma bir karaktere sahip olabilmek için benliğini tanımaya devam eder.
Bir konu var ki, öğrencilerin tamamına yakını şikayetçi. Bakın tamamına yakını diyorum. O da nedir?
Öğrencinin istediği mesleğe ailenin saygı duymaması.
Fikirlerini ailesinin dinlememesi, önemsememesi.
Adam yerine konulmamak.
Sürekli olarak ders çalışmakla görevli tutulmak.
Arkadaş çevresiyle arasına düzenli olarak engel koymak.
Sosyal hayatını bitirmek.
Tıp, Hukuk, Diş Hekimliği gibi bölümlerden herhangi birisini okumayacaksa tercih yapmamasını istemek, hor görmek, başarısını küçümsemek.
Daha sayayım mı? Çoğunuz ebeveyn olarak yediğiniz haltları bence benim dediklerimden daha iyi biliyorsunuz.
Peki, sizce çocuk mu yetiştiriyorsunuz yoksa bir robotun programlama aşamasında istediğiniz duruma göre mi kodluyorsunuz?
Çok çok övdüğünüz sağlık bölümünün yarın önü kapatılsa, okuyanlar zorunlu olarak devlette çalışarak para kazanamayacak bir durumda olsa yine de TIP okutur muydunuz?
Peki başarı okuduğumuz bölümle mi alakalı, yoksa mesleğini hakkıyla yapabilmekte mi?
Bakın arkadaşlar, çoklu zeka kuramı var. Hepimizde tüm zeka türlerinden( sözel, sayısal, görsel, işitsel, müzikal, sorgulayıcı...) bir miktar olsa da, yatkın olduğumuz alanlar farklı. Eğer senin sayısal zekan zayıfsa mühendis olamazsın, ama sayısalındaki zayıflığı sözel zekan baskılar; çok iyi bir Özel Eğitim Öğretmeni olabilirsin. Belki sözelin de zayıf, ama fiziksel aktivitelerde başarılısın; harika bir sporcu olabilirsin. İş garantisi olan bir mesleği seçebilmek değil olay, seçtiğin mesleğin hakkını verebilmek. En iyi şekilde yapabilmek.
Sizi bilmem ama ben gerçekten bıktım. Memlekette işinin hakkını vererek yapan insan sayısı o kadar az ki... Çocuklarınızı parası çok diye sağlık bölümüne yönlendiriyorsunuz, sevmemesine rağmen yapıyor. Onun gibi birçok insan bu sebepten ötürü o mecrada bulunuyor. Sonra hastaneye gidiyorsun, çalışanların yüzünün asık olmasını eleştiriyorsun, doktor yüzümüze bile bakmadı yanlış ilaç yazdı diyorsun. Biter mi, televizyona bir bakıyorsun ki ceza indirimi var. Hangi alanda? 4 yaşındaki torununa tecavüz eden dede hakkında. Sebep? Çünkü sözde çocuğun rızası varmış. Çünkü çocuğun yaşını büyütmüşler. Çünkü anayasada adamı destekleyen bir madde varmış. Ne soyunuz ne sopunuz beş para eder! Bu adamların hakkı savunan avukat, hakim veya savcı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bu mesleklere sizce gerçekten itilmeli miydi?
Devam ediyorum. Para çok nasıl olsa. Bir mesleğe girmen gerekiyor. Tek vasfın 18 yaşından büyük olman. Türkiye'desin. Diploman yok, mesleki bilgin yok, tecrüben yok, herhangi bir eğitim almamışsın, elinin de yatkın olduğu herhangi bir iş yok. Sadece paran var. Ne yapabilirsin? Tabi ki müteahhitlik. Dalga geçmiyorum, müteahhit olabilmeniz için reşit olmanız gerekli. Karaktersiz bir müteahhit malzemeden çalıyor diyebilirim, ama bir şey kullanmıyormuş ki. Bunu 6 Şubat'ta görmedik mi arkadaşlar? Bazı evlerin yıkılması için depreme ihtiyaç yok ya, 3 4 kişi birleşip köşeden itsek yıkılacak durumda. İnsan canı var işin içinde, bu nasıl bir zihniyet ya hu!
Çocuk istediğini yapamadı. Ana baba başlıyor.
"Tıp tutmadı. Diş hekimliği tutmadı. İyi bir mühendislik tutmuyor. Eczacılık olmuyor. Eeee eşşek değilsin ya, bari öğretmen ol. En azından onu becer."
...
...
...
Neyse.
Kitaptaki çocukların tamamı aile baskısı içerisinde. İstediklerini yapamıyor. Yönetiliyorlar. Çocukların özel yeteneklerini belirleyen, onları geliştiren, özgür düşünce ve fikirlerine saygı duyup destekleyen öğretmenleri ise cezalandırılıyor. Toplum tarafından hor görülüyor. Ceza doğru olanı yapana veriliyor.
Şimdi sakin olun.
Bu şekilde olmaz ve kimse kendinde bir suç aramıyor.
Bugün liyakatsiz bir şekilde mesleği başında olan her insan senin, benim ve bizim ortak ürünümüz.
Çocuklar ne istiyor?
"Baba ben pavyon açmak istiyorum."
"Hayır! Ankara'da bile değilsin, kesinlikle olmaz!"
Davranışı desteklemeyebilirsin. Ama onu bu fikre ne itiyor, biraz sormak sorgulamak gerekiyor. İkiniz de insansınız, konuşarak birbirinizi anlayabilirsiniz, ki çocuğundan çok daha olgunsun.
"Babacım neden bunu yapmaya karar verdin? Bunu yaparak ilerde mutlu olacağını düşünüyor musun? Işıklandırmalar nasıl olacak?"
Gibi gibi.
Meslek seçimi ve okul döneminde yaşanan aile ve öğrenci çatışmaları unutulmuyor. Birçok insanın çocuğu, ekonomik özgürlüğünü ilan ettikten sonra anne babasıyla arasına mesafe koyuyor. Parası yokken size karşı susuyor, siz sanıyorsunuz ki haklıyım, doğruyu konuşuyorum, o da bunun farkında; bu nedenle susuyor. Çocuğun susması bastırılmış bir duygudur, eline özgürlük geçtiğinde patlayacak. Hiçbir şey unutulmuyor.
Todd ve Neil ideal öğrenci kimliğindeler. İsteklerinin peşinden koşuyorlar, yeteneklerini en son aşamaya taşımaya çalışıyorlar. Keating ise ideal öğretmen. Bir öğretmen, çocukların ilgi ve ihtiyaçlarına cevap veriyor ve saygı duyabiliyorsa o çocukların hayatını tamamen değiştirebilir. Dikenler kaybolur, beyaz zambaklar açmaya başlar...
Öğretmen demişken, tabi ki çok önemli bir faktör. Günümüzde ise her insan olabiliyor. Aşırı basit bir şekilde. Eğitimde ne niteliği bekliyorsunuz?
Peki bu öğretmenleri sözde eğiten akademisyenleri biliyor musunuz? Bitirme tezlerini başkalarına yazdıranları? Ya, süraat ile hız aynı şeydir diyen fizikçi girdi benim dersime. Kitapta yazanı okuyamadığı için dersi anlatamayan "Eğitim Bilimleri Uzmanı" doçent girdi dersime. Sözde 'Mikro öğretim' modeli uygulayan, yattığı yerden para kazanan ve öğrenciye hiçbir şey katmayan öğrenci kadar bilgisi olmayan tonla öğretmen girdi dersime.
İyi hoca bulmak bu kadar lüks olmamalı.
Okuduğum her sayfa bana farklı bir şeyleri çağrıştırdı. En son hepsi yine bir kapıya çıkıyor. Toplumda saygı ve empati özellikleri kazanılmamış. Yazar Amerikan, belki ülkesinde saygı kazanılmaya başlanmıştır. Bizim daha çok yolumuz var.
Yaptığınız her tercih, sizi gelecekteki mesleğinize yaklaştıracak.
Ve engellenilen her tercih sizi o bireyden uzaklaştıracak.
Unutmayın bunları.
Carpe diem...