Osmanlıdayız. IV. Murat döneminde. Varsıl bir beyin ejderha görünümlü değerli kolyesi hırsız Aksak Ahmet'in başını döndürür. Sevdalanır ejdere. Sabahı sabah eder. Aklına koymuştur bir kere ejderi çalacaktır.
Fakat, o da ne?
Nedir bu kalabalık?
Varsıl değil mi bu elleri bağlanıp idam edilecek olan?
Ne olmuştur acaba?...
.
Bilir ki her idam edilen mahkumun üzerinden çıkanlar cellatlar arasında pay edilir. Ejder kolye bu defa bir celladın ellerindedir. Aklına koymuştur dedim ya illaki o ejder Aksak'ın olmalıdır. Bir devlet memurunun evine girecek ve o kolyeye sahip olacaktır...
.
Ve yine bir kalabalık, bu defa Aksak için bir araya gelmiştir. Yakalanmış ve idama mahkum edilmiştir. Önceki zamanda Aksak ve cellatla başlayıp esrarengiz bir şekilde şimdilerde bir yazarın evinde ölü bulunması ile süregelen ve sonrasında bir dedektifin iz sürmesi ile devam eden bir yolculuğa çıkarmış kıymetli Ömer İzgeç @izgecomer biz okurları. Bakalım biz ejderin izini sürerken kimlerle, hangi tarikatlarla bağlantılar kuracak bu hikaye?
İlginç kurgusu, yalın dili ile mistik ve efsunlu bir yolculuğa ne dersiniz?
Şeker tadında, severek okuyacağınızı düşündüğüm kapak görseli ile gönlümü fetheden yazarımızın el emeği göz nuru bu canım eseri tüm kitap dostalarıma tavsiye ederim.