Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kişi, duygulara “sahip olur” sevgi, zuhur eder. Duygular, insanın içinde; fakat insan, sevgisinin içindedir. Bu mecaz değil, gerçekliktir: Sevgi, bir BEN’e; SEN onun, sâdece ‘muhteva’sı veya objesi imiş gibi sımsıkı sarılıp bağlanmaz; o, BEN ve SEN arasındadır. Bunu bilmeyen, onu kendi varlığıyla bilmeyen kimse, her ne kadar tecrübelerle, zevklerle ve sözlerle yaşadığı duyguları ona atfetse bile sevgiyi bilmez. Sevgi, kozmik bir güçtür. Zira onun içinde bulunan ve onu içinde müşahede edenlere göre insanlar meşgale karmaşaları içinden, birdenbire ortaya çıkarlar ve iyi ve kötü, zeki ve aptal, güzel ve çirkin, birbiri peşine gerçek ve birbirleri için bir SEN hâline gelirler; yani hürriyete erme, eşsiz bir yüzleşmeye yöneliş. Dışlayıcılık (exclusiveness), mucizevi bir şekilde tekrar tekrar ortaya çıkar ve şimdi, fiiliyata geçilir, yardım edilir, şifa verilir, eğitim verilir, yüceltilir ve vaatler yerine getirilir. Sevgi, bir BEN’in bir SEN’e karşı sorumluluğudur: Bu, hiçbir duygunun ihtiva edemeyeceği şeyden oluşmuştur -en küçüğünden en büyüğüne ve bir aziz insanın hayatıyla, hayatı sınırlandırılmış, güven içinde bahtiyar olan kişiden, hayatı dünya haçına çivilenmiş, onu tehlikeye atacak kadar büyük ve cesur olma kudretindeki kişiye kadar, bütün sevenlerin eşitliği: insanı sevmek.
Sayfa 82 - ÇEVİRİ: İNCİ PALSAY, KOPERNİK YAYINEVİ, 2. BASKI,2020
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.