Gönderi

Ölümlü olmak bir çok insanı oldukça kaygılandırıyor. Hayatlarımızı ölümün gölgesinde geçiriyoruz. Kim olursak olalım, nerede ve ne zaman yaşarsak yaşayalım, ne yaparsak yapalım hepimiz ölüme mahkum olduğumuzu biliyoruz. Bu korkunç farkındalığı ilk olarak küçük bir çocukken ediniyoruz. Bu gerçeği elimizden geldiği kadar bilinçdışına itmeye çalışıyoruz fakat ölümlülüğümüzle yüzleşmek zorunda kaldığımız zamanlarda gerçek tekrar yüzeye çıkıyor. Bu farkındalık varoluşsal kaygının temel titizliklerinden biri ve bizi de anlam arayışına itiyor. Fakat ölümsüzlüğümüz, aşmaya çabaladığımız kabul edilmesi güç bir sınır. Kelimenin gerçek anlamıyla hiçbir zaman aşamadığınız nihai bir sınır. Tek ölümlüler biz değiliz fakat bildiğimiz kadarıyla ölümünün belirgin bir şekilde en çok farkında olan tür biziz. Dolayısıyla ölümlülük insanın çaresizliğin vahşi ve çirkin bir özelliğidir. Yine de şu anki yaşamlarımızın olumsuz bir biçimi mümkün olsaydı, bu iyi olmazdı. Örneğin, giderek daha da yaşlanır ve daha çok acı çekerdik. Dahası, ölümsüzlük yaygın olsaydı, dünya hali hazırda olduğundan çok daha kalabalık bir yer haline gelirdi. Bu bize ölümsüzlüğün bizatihi kötü olduğunu düşündürmemeli. Belli koşullar altında sonsuz yaşam, sürdürdüğümüz ölümlü yaşamdan daha iyi olurdu. Diğer bir deyişle, Ölümlülük insanın çaresizliğin sadece bir ögesi. Ölümlülüğü ölümsüzlükle değiştirirsek ve insanın çaresizliğinin diğer ögelerini sabit tutarsak, çaresizliğimizi sonsuzluğa yayar ve daha önce tartışmaya açtığım koşullar sağlanmazsa çaresizliğimize yeni özellikler katardık. Fakat ölümsüzlüğü belli koşullar altında değerlendirirsek, öne sürdüğüm üzere bu bizim için şu anki ölümlü yaşamlarımızı sürdürmekten daha iyi olurdu, bu sonuca katılmayanlar ve ölümsüzlüğün kötü olacağına inananlar görüşlerini rahatlatıcı bir yan aramaktan vazgeçmeliler. Ölümsüzlük kötü olsa da bu daha uzun yaşamanın daha iyi olmayacağını kanıtlamaz. Ölümsüzlük kötü olabilir fakat hali hazırdaki ömürlerimizin uzaması bizim için iyi olabilir. Ölümsüzlüğün kötü olması ölümlülüğün iyi olmadığı anlamına da gelmez. Bu durumu aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık diye de açıklayabiliriz. Bazı çaresizlikler böylesine zorludur. Belki de en iyisi ben de inandığım gibi hiç var olmamaktır. Sonuçta hiç olmayanlar hiçbir durumda değildir. Bir çaresizliğin içinde de değiller. Ölmeye mahkûm değiller. Eğer kişi en iyi koşullar altında sonsuz yaşamın bir mahkumiyet anlamına geldiğini düşünüyorsa, var olmayanlar sonsuza dek yaşamak zorunda değiller.
Sayfa 186Kitabı okudu
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.