Gönderi

Dünyaya gelmek zarar göreceğimizin garantisidir. Zararların doğası ve büyüklüğü kişiden kişiye değişiklik gösterir. Fakat çoğunlukla bunlar büyük zararlardır: ezici yoksulluk, kronik ağrı, engeller, hastalık, travma, utanç, yalnızlık, mutsuzluk, kırılganlık ve düşkünlük. Bazen bunlar yaşamın tümüne damgasını vurur. Bazen de yaşama sonradan dahil olurlar. Örneğin şimdi kişi ne kadar genç ve kuvvetli olursa olsun, önce başka bir şey onu öldürmediği taktirde güçten düşeceği bir zamanın gelmesi kaçınılmazdır. Bu zararların bazılarından kaçınmak ve onları geciktirmek için yapabileceğimiz bazı şeyler varsa da büyük oranda kaderimizi kontrol edemeyiz. Sağlığımızı korumaya çalışabiliriz fakat riskleri sadece azaltabiliriz, yok edemeyiz. Dolayısıyla karşılaşacağımız zararlar üzerinde görece az kontrolümüz vardır. Hayatımızın dünyevi anlamı olup olmayacağı ile ilgili ne kadar kontrol sahibi olduğumuz da dünyevi anlamın kapsamına bağlı değişiklikler gösterir. Anlam ne kadar kapsamlıysa o kadar az kontrolümüz vardır. Evrenin bakış açısından önemsizliğimiz üzerinde ise hiç kontrolümüz yoktur. Bu kaderi yaşamayacağımızı garantileyecek eylemler, yani var olmamıza engel olacak eylemler üzerinde de hiçbir kontrolümüz yoktu. Bu eylemler ebeveynlerimizin kontrolündeydi fakat bu konuda bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Yani istemeden ciddi risk altında olduğumuz, evrenin bakış açısından önemsiz olacağımız bir dünyaya getiriliriz. Var olmak için rızamız alınmamıştır ve zaten alınamazdı. Bu iradeyi kullananlardan da iradeyi geri almamız hiçbir zaman mümkün değil. Fakat kişinin var oluşunu sonlandırmaya karar vermesi gene de mümkün. Tabii ki bu karar, birini dünyaya getirme kararından oldukça farklı. Kişi dünyaya getirilmediğinde, ödeyeceği bir bedel de olmaz çünkü hiçbir zaman var olmaz. Var olmayanların dünyaya gelmekte hiçbir çıkarları yoktur. Buna karşın, bir kere dünyaya gelen kişinin var olmayı sürdürmek de çıkarı vardır. Dünyaya hiçbir zaman gelmemenin aksine, varoluşun sonlanması trajiktir. Trajik oluşunun nedenlerinden biri ölen kişinin yok oluşudur. Akla uygun intiharlar düşünüldüğünde kişinin yaşamın külfetlerinden kaçınmaktaki çıkarı yaşamaya devam etmekteki çıkarını gölgede bıraktığı için, durum gene trajikleşir. Dolayısıyla intihar kişinin çaresizliğinin basit bir çözümü olarak görülemez. Gene de bazen intihar en az nahoş seçenek olarak değerlendirilebilir.
Sayfa 219Kitabı okudu
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.