Soren Kierkegaard, Ölümcül Hastalık Umutsuzluk adlı kitabında,
'Umutsuz olmamak, umutsuz olmaya
yatkınlığın yok edilmesi anlamına gelmelidir: Bir insanın gerçekten umutsuz olmaması için, her an içinde bu olasılığı yok etmesi gerekir.' der. Yani hayat ringinde mücadeleye devam etmek istiyorsak olasılığını bile nakavt etmeliyiz umutsuzluğun adaşım. :)
Sanırım bütün ruhsal hastalıkların kökeninde bulunan en ciddi yıkım; umutsuzluk... İnsanlar belki de en çok kendileriyle ilgili beklentilerini yitirdiklerinde ümitsizliğe kapılıyorlar. Kierkeaard eserinde beni şaşkınlığa düşüren bir tespitte bulunuyordu, özetle; ölebilme umudu bile insanı yaşama bağlar diyordu, inanılmazdı gerçekten... Bir gün ölecek olmanın ümidi, insanın iç dünyasını terkettiğinde, yaşam ve ölüm arasında ki sınırlar ortadan kalkıyor ve yaşamanın ölmekten bir farkı kalmıyor...
Teşekkür ederim kıymetli katkın için adaşım :)