Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Allah'ın Koruduğuna Kim Zarar Verebilir?
... "Bana neden ahmak dediğinizi anlayabilmiş değilim general." "Ahmak, dedim, çünkü Peygamber'in çok sevdiği birinin na'şını düşmanının gözü önünde gömüyor ve bizim onu çıkarıp köpeklere parçalatacağımızı düşünmüyorsunuz. Siz burdan defolup gittiğinizde, neler yapabileceğimi nasıl bilemezsiniz?" Bu cümleyi telaffuz ettiğime pişman olacağımı düşünmemiştim. Karşımdaki kimliğini bilmediğim adamın munis görünüşüne aldanmıştım galiba. Ben ömrümde hiç, söze bu derece yumuşak başlayıp da gitgide yükselterek o oranda öfke ile bitiren bir askere rastlamamıştım. Aldığım cevabın ise ömrümün sonuna kadar omzumda ağır bir yük olarak kalacağını tahmin bile edemezdim: "General!. Bize kalsa bu mübarek zatın na'şını buralarda bırakmazdık. Ne çare ki onun vasiyeti böyle oldu. Şimdi kulağınızı açıp beni iyi dinlemenizi rica edeceğim. Elbette sizin bu cesedi yerinden çıkarıp çıkaramayacağınızı bilemeyiz. Ama Allah'a yemin ederim ki bu mübarek zatın na'şına bir ziyan eriştirdiğinizi duyarsak, ben veya benim gibi sayısız mücahid, Arap yurtlarında öldürmedik bir tek Hristiyan, yıkmadık bir tek kilise bırakmayız. Ve eğer bu dediklerimi yapmazsam, Peygamber'i ve getirdiğini inkâr edenlerden olayım. imdi general, işte size son bir tembih! Bundan böyle onu muhafaza etmek senin boynuna borç olsun, kabrine gözün gibi bak. Aksi takdirde, yerden havuç çekip koparıldığı gibi seni şu sisli puslu Kostantiniyye şehrinden koparıp soyunu kurutmak için her çareye başvurur, şu Cosmidion'da savaşan herkesi bunun için seferber ederiz. Bu sözlerimi ben arkadaşlarıma ve çocuklarıma da vasiyet edeceğim ki bu mübarek zatın mezarına bir ziyan erişirse hesabını senden ve senin ahfadından, torunlarından sorsunlar." Öfkenin ne demek olduğunu ben orada öğrendim. Hiç böyle bir adamla karşılaşmamıştım. Kimdi bu adam? Müslümanların en iyisi ve en kahramanı olmadığını söylüyordu; ama sözleri beni iliklerime kadar titretmeye yetmişti. İki muhafızıyla birlikte onu şuracıkta öldürebileceğimden artık şüphe ediyordum. Yüzüme bakıyordu ve birdenbire gözümde heybetlenivermişti. Alttan almaya çalışacakken bir de taahhütte bulunmam işte o karışıklık anında oldu. Galiba ben o anda kendim olmaktan çıkmıştım...
Sayfa 314 - Kapı Yayınları, 10. Basım (2022)Kitabı okudu
·
410 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.