Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yola girmek istiyen, tam bir iç ve dış temizliği içinde, Büyük Kapı'nın bekçileri «Altun Silsile» kahramanlarına yönelecek ve yalvaracak: - Beni de bağlılarınızın, hesabı görülmüşlerinizin arasına alın! Kim bilir nasıl; dağları ve kayaları eritici bir yangınla içi kavrularak yalvaracak... Sonra iki rekât istihare namazı kılacak... Alacaklar veya almıyacaklar... Bundan kendisinin haberi olacak veya olmıyacak... Hattâ mürşidi bile, isteklisinin kabul edildiğini bilecek veya bilmiyecek... İrşat ediciyle irşat edilenden, isteklinin yola kabul edildiğini, ikisi de bilebilir yahut sadece mürşit bilir, yahut da hiçbiri bilmez. Ve irşat devam eder. Kabul edilmeyen, mürşide malumdur; hattâ, umumiyetle, kabul edilen de... Risalenin bu noktasında, güneşin pişirdiği bir kavun misali... Güneş, kavunu bilmese de pişirir; kavun, güneşin farkında olmasa da pişer. Elverir ki, aradaki bağ ve liyakat ölçüsü kurulsun... Eğer iki taraflı verici ve alıcı şuur ve bilgi yerine gelirse, iş, arabanın tatlı bir meyil üzerinde kayması gibi kolaylaşır.
Sayfa 149 - Büyük Doğu Yayınları
·
60 görüntüleme
İrem okurunun profil resmi
Ekran görüntüsü alan kişi, paylaşacaksan adımı silmeni önemle rica ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.