Hayret edilecek nokta, bu Tanzimat neslinin bütün çizgisiyle İslâm esaslarına bağlılık temennisinde olmasıdır. Hatta onlara göre, Batı ile münasebetler iyi ayarlanmalıdır. Cemiyet nizamını temin edecek fıkıh gibi işlenmiş bir kaynak dururken, Batidan kanunlar tercüme etmek gülünç, lüzumsuz bir hadisedir. Bu gençler ahlâk konusunda da dinî görüşü benimsemekteydiler. Tanzimat ve islahatın milli ve mahallî bir rönesans olmasını istiyor, dini esaslardan tâvizi kabul etmiyorlardı.