Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Beni anlamış olanlara bu rüyanın anlatılması, bu sayfalarda anlatılmış olan her şeyi tazeleyecek, açıklayacak ve özetleyecektir. ışte şöyleydi rüyam: Kendimi yatakta yatar gördüm. Ne rahat, ne de rahatsızlık duyuyordum. Sırt üstü yatıyordum. Ama sonra: "Acaba yatarken kendimi rahat hissediyor muyum?" diye düşünmeye başladım. Kah öyle hissettim ki, bacaklarım rahatsız duruyor, kah yatak çok kısa, kah bana uygun büyüklükte. İçimde bir şeyler rahatsız. Bacaklarımı hareket ettiremiyorum ve o anda düşünmeye başlıyorum, "Nerede ve nasıl?" diye, ki bu şimdiye kadar hiç aklıma gelmemişti. Yatağımı inceleyince bir de ne göreyim, yatak kenarlarına tutturulmuş, örgülü çapraz kolonlarda yatmıyor muyum. Ayaklarım başka bir kolonda, dizlerim başka bir kolonda, bacaklarım rahat etmiyor. Bilmiyorum nasıl, bu kolonların itilebileceğinden haberdarım. Bir tekmeyle ayaklarımın altındaki en dip kolonu itiyorum ve daha iyi olacağını düşünüyorum. Ama fazla uzağa itmişim, bacaklarıınla tekrar yakalamak istiyorum, ama hareketle dizlerimin altındaki öteki kolon da kayıyor ve bacaklarım aşağı sarkıyor. Düzgün yatmak için bütün vücudumu hareket ettiriyorum ve eminim, bu güçlük duymadan başarılacak bir iş. Ama bu hareketle altımdaki öteki kolonlar da kayıyor ve görüyorum ki, hepsini bozmuşum. Bütün alt kısmım aşağı kayıyor ve sarkıyor, ayaklarım yere değmiyor. Sadece sırtımın üst kısmıyla kendimi tutuyorum ve rahatsız oluyorum, hatta katlanılmaz derecede rahatsız. O zamana kadar hiç aklıma gelmemiş olan bir soru, şimdi aklıma geliyor. Kendime soruyorum: "Ben neredeyim ve neyin üzerinde yatıyorum?" Ve çevrerne bakıyorum, her şeyden önce de bedenimin sarktığı -ve hissediyorum- biraz sonra düşeceği yere bakıyorum. Aşağıya bakıyorum ki, ne göreyim. Çok yüksek bir kule ya da tepeye benzer bir yükseklikte değilim yalnız, hiç tasavvur edemeyeceğim yükseklikte bir yerdeyim. Doğru dürüst söyleyemiyorum bile, aşağılarda o üstünde yüz-düğüm ve beni çeken dipsiz uçurumda neler görüyorum. Kalbirn sıkışıyor ve bir titremedir tutuyor beni. Aşağıya bakmak korkunç bir şey. Hissediyorum ki, aşağıya bakınca son kolondan kayacağını ve işim bitmiş olacak. Bakmıyorum aşağıya. Ama bakmamak da daha kötü. Çünkü son kolondan koptuğum anda, halimin ne olacağını düşünüyorum. Ve hissediyorum ki, korkudan nasıl da son dayanağı kaybediyor ve yatarak yavaş yavaş durmadan derine kayıyorum. Bir saniye sonra, işte düşeceğim. O zaman aklıma şu fikir geliyor: "Bu gerçek olamaz, bu bir rüyadır!" Uyanmaya çalışıyorum, olmuyor. "Ne yapmalı, ne yapmalı?" diye soruyorum kendi kendime. Ve yukarı bakıyorum. Yukarıda da yine bir uçurum var. Bu gökteki uçuruma bakıyorum ve aşağıdaki uçurumu unutmaya çalışıyorum. Aşağıdaki sonsuzluk beni itiyor ve bana dayanak veriyor. Daha önceki gibi, altımda henüz uçuruma kaymamış kolonlarda asılıyım. Asılı olduğumu biliyorum, ama yalnız yukarı bakıyorum ve korkum bitiyor. O zaman, rüyada olduğu gibi, bir ses duyuluyor: "Buna dikkat et! ışte bu!" Ve ben durmadan yukandaki sonsuzluğa bakıyorum ve rahatladığımı hissediyorum. Olup biten her şeyi hatırlamaya başlıyorum: Bacaklanmı nasıl hareket ettirdiğiml, nasıl kaydığımı, nasıl korktuğumu ve yukarı bakarak nasıl kendimi korkmadan kurtardığımı hatırlıyorum. Ve kendi kendime soruyorum: "Evet, ya şimdi, hala aynı durumda mı yatıyorum?" Ve bakışlarırnla bütün bedeninıle, bu tutunduğum dayanağın bilincinde oluyorum. Ve görüyorum ki, artık öyle askıda değilim ve düşmüyorum, tersine sapasağlam tutunuyorum. "Nasıl tutunuyorum?" diye soruyorum kendi kendime. Bakınıyorum, çevrerne bakıyorum ve altımda, vücudumun orta yerinde bir kolon var ve ben yukarı bakarken beni tutan da yalnızca bu. O zaman rüyalarda hep olduğu gibi, bu tutunduğum şeyin mekanizması bana son derece doğal, anlaşılır ve açık görünüyor, gerçeklikte bu mekanizmanın hiçbir anlamı olmadığı halde. Hatta rüyamda şaşıyorum, "Bunu daha önce niye kavramadım?" diye. O anda ortaya çıkıyor ki, başucumda bir sütun var. Bu sütunun sağlanılığına hiç şüphe yok, her ne kadar bu ince sütunun üzerinde yükseldiği bir taban yoksa da. Bu sütuna sonra hem yapay, hem basit bir ilmek bağlanmış, eğer insan vücudunun ortası bu ilmeğe rastlayacak şekilde yatar da yukarı kalkarsa, düşmek söz konusu olmuyor. Bütün bunları anladım ve ben sevince ve rahata erdim. Sarıki biri bana sesleniyordu: "Bak ve aklında tut!" Ve gözlerimi açtım.
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.