Miguel de Unamuno, 20.yüzyılın önde gelen varoluşçu İspanyol düşünür ve yazardır. Madrid Üniversitesinde felsefe ve edebiyat üzerine eğitim alan yazar, öğretmenlik yapmış ve pek çok türde eser vermiştir. Sis, Unamuno’nun I.Dünya Savaşı’nın başladığı yıl olan 1914’te yayımlanan bizleri sanki basit bir aşk öyküsünü okuyormuş izlenimi uyandıran ancak yazarın varoluşunu, varlığı-yokluğu aşk ve ilişkiler üzerinden sorgulayan çok keyif alarak okuduğum bir roman oldu. Roman, Victor Goti’nin yazdığı ilginç bir özsözle başlıyor. Bu önsöze tam olarak bir anlam verememişken hemen ardından yazarın “Son-Önsöz” adını verdiği başka bir bölüm okuyoruz. Burada yazar Victor Goti’nin önsözündeki düşüncelere katılmadığı noktalara yer vererek daha roman başlamadan bizi ilginç bir serüvene hazırlıyor. Romanın kısaca konusundan bahsedecek olursak, başkarakterimiz Augusto, çok sevgili annesini kaybettikten sonra yağmurlu bir günde şemsiyesini açmış yürürken dünyalar güzeli bir kızı yolda görmesi üzerine peşine takılır ve kızı evine kadar takip eder. Kapıcıdan kızın isminin Eugenia olduğunu öğrenir ancak kız nişanlıdır. Fakat bu Augusto’yu yıldırmaz ve kızı elde etmek için elinden geleni yapmaya hazırdır. Bir gün eve gelen güzel hizmetçi kız Rosario da Augusto’nun ilgisini çekmeye başlar ve böylece roman boyunca kendi varoluşunu aşka bağlayan Augusto’nun bu iki farklı kız arasındaki git-gellerine ortak oluruz. Sis, önsözünden itibaren kurmaca gerçekliği altüst ediyor. Yazar bunu yaparken de üstkurmaca tekniğini becerikli bir ustalıkla kullanıyor. Örneğin romanın başında önsözüne yer verilen Victor Goti’nin aslında romanın kahramanlarından biri olduğunu romanı okudukça öğreniyoruz. Hatta Victor Goti şöyle diyor:”Benim soyadım Miguel de Unamuno’nun atalarından birinin soyadıdır.” Yine yazarın son bölümlerde Augusto ile konuştuğu bölümler, birbirlerinin yaratıcılarını sorgulamaları döneminin çok ötesinde diyaloglarla yer verilmiş. Benim bu kitabı çok sevmemdeki en önemli nokta ise yazarın Augusto’nun başına gelenleri trajikomik bir şekilde yer yer mizaha yer vererek anlatması oldu. Yazar, bunu yaparken de aynı zamanda dönemin İspanyasını hatta kendisini eleştiriyor. Örneğin romanda diyaloglara yer verilmeyen yazarların İspanya’da rağbet görmediğinden bahsedilmiş, bakıyoruz ki Sis’in de büyük çoğunluğu karakterlerin diyalogları üzerine kurulu. Uzun lafın kısası keyifli, düşündüren, akıcı bir klasik okumak istiyorsanız kesinlikle Sis’e şans verebilirsiniz.

SisMiguel de Unamuno · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20234,835 okunma

·

238 görüntüleme

Engin Mavi

@EnginMavi ·

12 Eylül 2023 11:03

Elinize sağlık faydalı bir inceleme yazısı olmuş.

Sis kitabını ve yazarı

Miguel de Unamuno tarzını açıkçası çok merak ediyorum. İyi okumalar dilerim 📖

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.