Düşünceye dönüşse benim etim kemiğim Yolum kurban gidemez hoyrat mesafelere:
Ben, tüm uzaklıkları aşıp erişeceğim Sınırsız ötelerden, senin olduğun yere.
Varsın, sımsıkı bassın ayağım topraklara Dünyada bir köşede, senden uzak mı uzak, Çevik düşünce sıçrar, dinlemez deniz, kara.
Ulaşır özlediği yere hayal kurarak.
Ben, düşünce değilim: ah düşündükçe bunu –Sen gittin, ben uçamam– bu öldürüyor beni;
Alt tarafı, varlığım biraz toprak, biraz su:
İnleyerek beklerim geleceğin keyfini.
Bu iki som maddeden, birbirinin yasına Nişan takan o ağır yaşlar kalacak bana.