Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
"Dünyada tek bir insanın dahi zinciri durduğu sürece boynunda, o özgürlük sandığın bir zindandan ibaret kalacak." Adiller, Albert Camus'nün yaşanan bir devrimi tiyatro metnine döküşüdür. Kendisinin de belirttiği gibi hiçbir karakter ve olay değiştirilmeden aktarılmıştır. Ve kitabın başında da bu devrimi desteklediğini ve saygı duyduğunu şu sözlerle belirtmiştir: "Adiller'in kahramanı Kalyayev'in gerçek adını bile korudum. Bunu bir isim bulmaya üşendiğimden değil, sırtlarına en merhametsiz vazifeyi yüklenmiş, yüreklerinin sesini dindiremeyen bu adam ve bu kadınlara duyduğum saygı ve hayranlıktan dolayı yaptım." Camus'nün bahsettiği "merhametsiz görev" de devrim hatta bir terör. Hakkın yerini bulması, Rus halkının refaha kavuşması için yapılan ve karakterlerin canları pahasına yaptıkları bir terör. Kitap bu terörün planlanması, uygulamaya geçirilmesi ve sonrasında yaşananları işliyor. Benim en çok hoşuma giden terörün planlama aşamasında karakterleri sürekli bir ruhsal çatışma hâlinde görmemiz. Son ana kadar davalarının haklılığını, ülkülerine olan bağlılıklarını sorguluyorlar. Bunun bir sebebi de öldürecekleri çarın o esnada küçük yeğenleriyle olması. Davaları uğruna çocuklara kıymanın doğruluğu ayrıma düşürüyor örgütü. Kimi, ülkenin tüm çocukları için birkaç çocuğun önemi olmadığını, acımanın devrimci ruhuna uygun bir şey olmadığını savunurken kimi şu sözleriyle bu görüşe karşı olduğunu ortaya koyuyor: "Çocukları öldürmek onura aykırıdır. Ve günün birinde ben yaşarken, devrim onura sırtını dönecek olursa ben de devrimden dönerim." Vicdan, merhamet gibi duyguların kalmadığı belki de sömürüldüğü insanların bu diyaloglarını okumak çok çarpıcıydı. Bu kısım bana Raskolnikov'un "sıradanlar ve sıradan olmayanlar" ile ilgili makalesini hatırlattı. #176256292 #176264531 Bir şeyleri değiştirmek uğruna, belki de hak ve adalet uğruna cana kıymak doğru muydu? Bu tüm sorunları ortadan kaldırmasa bile bir devrim oluşturacağı kesindi. Halkın hakları ve refahı için gerekliydi. Ama halk bunu anlayacak mıydı, değerini bilecek miydi? "Ama biz halkımıza âşığız." "Aşığız, doğru söylüyorsun. Kökleri meçhul sonsuz bir aşkla seviyoruz, zavallı bir aşkla. Bir kerecik sokulamadan yanına, odalarımıza kapanıp fikirlerimizde yittikçe seviyoruz. Hiç düşündün mü ya onlar, o halk, onlar bizi seviyor mu acaba? Onların bizi sevip sevmediğini nereden bileceğiz? Hiç konuşmaz ki halk. Öyle bir susar ki, öyle bir susar ki..." Tüm hayatını buna adamış, sevmek sevilmek nedir unutmuş, "boğazına kadar nefrete batmış", tek aşkı, tek umudu bu dava olan devrimcilerin son isteklerinin aynı ipte asılmak olması da iç ürpertici. Fakat bu ceza onlar için bir ödül, bir onur. Gelecek nesillerin adaleti, özgürlüğü için savaşan bu devrimcilerin bir nevi gerçek hayatını okurken büyük keyif aldım, üstelik bu çabalarının boşa çıkmadığını bilmek de iç rahatlatıcı. Sonuç olarak kitabı çok sevdim. Camus'den öncesinde
Yabancı
Yabancı
ve
Tersi ve Yüzü
Tersi ve Yüzü
kitaplarını okumuştum, onları da çok sevsem de bunun yeri ayrı olacak sanırım.
Adiller
AdillerAlbert Camus · Can Yayınları · 2018727 okunma
··
247 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.