Gönderi

DAEŞ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ NELERDİR, ONLAR HAKKINDA HADİS VAR MIDIR? Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’in hadislerini ve verdiği haberleri herhangi bir topluluğa hasretmek, sadece onlara özel zannetmek ve düşünmek doğru değildir. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’in hadisleri şimdiye kadar gelmiş ve bundan sonra gelecek olan o haldeki bütün topluluklar için geçerlidir. Bu yüzden hadisleri sadece bir tek Daeş için yahut başka bir örgüt, başka bir topluluk için sınırlamak doğru değildir. Hadisi o zihniyetteki bütün topluluklar için birden söylemek gerekir. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz, kendisinden bin dört yüz sene sonranın; yani şu an yaşadığımız zamanın ahir zaman olduğunu belirtip “ahir zamanda birtakım insanlar, özellikle gençler çıkacak Allah’tan ve peygamberden bahsedecekler; ama iman onların kursaklarından aşağı inmemiştir, imanları sadece ağızlarındadır, gönüllerinde imandan eser yoktur” 33 buyurmuştur. Peki, birinde imanın olup olmadığını nasıl anlarız, bu hükmün nasıl verilmesi gerekir? Şayet iman Allah’ı sevmek ve Allah için sevmekse o halde birinin Allah’ı sevip sevmediğini anlamak için öncelikle Allah için sevip sevmediğine bakmamız gerekir. Biri Allah’ı seviyorsa Allah için de sever, Allah’ın nazarı ile nazar eder, Allah’ın sevmediği bir şeyi yapamaz, gücü buna yetmez. Allah’ın sevdiklerini sever, Allah’ın sevdiği şeyi, Allah’ın emrini sever; bununla beraber Allah’ın kullarını sever, şeytanı ve şeytani şeyleri de sevmez. İşi ve derdi Allah’ın kullarına yardım edip onları cennete taşımak olur. İnsanların cennete gitmeleri için çaba ve gayret sarf eder, hayatını ortaya koyar. Yoksa birinin “ben Allah’ı seviyorum, Allah için öldürüyorum, Allah için cehenneme gönderiyorum” demesi onun Allah’ı sevdiğini göstermez. Bu, şeytanı sevmektir, şeytanı sevindirmektir. Her zaman için ölçü böyledir. Bizim de Allah’a göre bakmamız lazım. Şimdi de daha sonra da birtakım insanlar çıktığında Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’in hadislerini, Allah’ın ölçüsüne göre anlayıp onlara bu şekilde bakmamız gerekir. Yoksa onların sadece zahirine bakıp “işte onlar şöyle giyinirler, böyle konuşurlar, ellerinde şu vardır” demek doğru değildir. Sonuç olarak insanlara bakarken Allah’a göre bakmamız, hallerine, tavırlarına, amellerine, fiillerine ve yaptıklarına bakıp onları Allah’a göre anlamaya çalışmamız gerekir. Karşımızdakinin hali ve tavrı mü’min tavrı mıdır, yoksa imanı sadece dilinde midir diye bakıp anlamaya çalışmalıyız. Bu yüzden sadece zahiri olarak kıyafete, şekle göre hüküm vermemiz doğru değildir. Söz Hakkı I, s. 497
Söz Hakkı 1
Söz Hakkı 1
··
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.