Anadolunun yüreğinin en batısında denizi sağır,kumu ihtişamlı, çatıları al, haşeresi miskin, rüzgârı hülyalı, sefaletin çıplak çocuk ayaklarında gezindiği Adranos adlı kasabada yaşayan tüfeyli siroz efendinin boyu daha bir arşın olan çocuğuna yedirecek ekmek bulamadığından canına kıymayı deneyip de beceremediği gecenin sabahında görmeye katlanamadığı sefaletin içinden alacak zırnık bulamadığından değilde azraile bile diklendiğine hükmedip burnu kalktığından hiçbir şey almadan defolup gitmesi ile başladı hikaye.
Geriye kalan annesi zaklina ve jovan için hayat bugünden sonra başlamıştı.
Zaklina yarı aç aç yarı tok hayatı zorluklarla baş etmekten yorulduğu bir sırada oğlu ve kendini kör bir kuyunun içine attı.
suya düşmediler ??
kuyunun içinde taşların ilmini öğrendiler ??kuyudan çıktıklarında onları bekleyen çok enteresan bir dünya vardı..
Zaklina ve jovana ne oldu ??
Paşayla nasıl tanıştılar ??
uzun zamandır böyle güzel masalaı bir kurgu okumamıştım başarılı bir kitap olmuş türü sevenlere tavsiye ederim 
Hayalkâr 
Fatma Efe Nergiz
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.