"Geçmişim bir yerlerde kıpırdamadan ölü gibi yatıyor. Aşağıda bir yerlerde, karanlığın hüküm sürdüğü yerlerde... Eski dostlarım, eski kahve fincanları, eski koltuk takımları hepsi oradalar. Evlenmiş bir kadın, artık savunmasız ve yaşlı öğretmenler, ilk okunan kitaplar... Hepsi birbirine karışmış kir ve toz içinde, aşağıda, bir ceset nasıl sahiplenirse mezarını öyle boylu boyunca uzanmış yatıyordur. Ne kadar konuşsak da geçmişimiz hakkında, yaşayanların arasına dönmez o. "