Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Savaş benim çocukluğumdan geçip gitmişti. Ama korunaklı bir evin içinde biraz ürpererek hissettiğiniz fırtına gibi... Babamın konuşmalarından, ışıkların kapanmasından başka pek birşey hatırlamıyordum. Sonraları, Londra'da, benden yalnızca birkaç yaş büyük bir kadına rastlayacaktım. Bir gün o ölüm kamplarından birine götürüldülerini, çırılçıplak soyunduklarını, duşlardan gaz verilmesini bekledikleri o korkunç ölüm anını anlatacaktı bana. Ölümü bekledikleri o son birkaç dakikayı... Sonra gaz yerine su boşalmıştı duşlardan. Milyonlarca insanın öldürüldüğü o inanılmaz karabasandan yalnızca bir şans, beklenmedik bir şans kurtarmıştı onları. Trenlerde titreyerek ölüme götürüldüklerinde henüz küçücük bir kızdı. Benim evimizin bahçesinde seksek oynadığım günlerden sözediyordu. Ve belki de o günlerin birinde, annemin beni çağırıp saçlarımı taradığı, çayla kurabiye yediğim öğleden sonralardan birinde, o sakin Ankara baharında, belki Kandilli'de, anneannemin evindeki yaz günlerinde, o, benden yalnızca birkaç saat uzaklıkta bir yerde, bir trende titreyerek bilinmez bir yolculuğa çıkmıştı. İşte böyleydi. Yalnızca birkaç saat... Yalnızca birkaç yüz kilometre... İnsan, ne o toplu mezarların izlerini gördüğünde, ne o filmleri izlediğinde, ne o kitapları okuduğunda gerçeği tam olarak anlıyor.
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.