Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

64 syf.
8/10 puan verdi
“Dur kardeşim, acele etmeyelim, biz bu kızın güzelliğini gördük, eğitimini işittik. Ancak asıl gerekli olan, bunun bir de fikrini anlamak, mizacını öğrenmek” (s.2) Evlilik! Ne büyük şey! Ne mühim mesele düşünülmesi gereken! Zira evlilik meselesinde mutluluk ya da bedbahtlık kadın için de erkek için de çok önemli değil mi? Eser birbiriyle mektuplaşan beş farklı kadından hareketle dönemindeki (görücü usulü evliliğin, insanların birbirini tanımadan zorla evlendirildiği ataerkil aile yapısının hüküm sürdüğü) kadınların yaşamlarını, evlilik hakkındaki görüş, düşünce, beklenti ve sorunlarını yansıtmıştır. Türlü türlü evler, evlilikler, her evde, ailede başka başka idareler, âdetler, kararlar ve durumlar vardır. Bu mektuplarda da yer alan yaşam ve durumların birbirinden farklılık göstermesi, farklı kadınlıkları ve erkeklikleri ele alarak evlilik kurumunu daha geniş boyutlarıyla değerlendirme ve sorgulama imkânı sunması, esere daha bir derinlik kazandırmış benim gözümde. Kısa ama oldukça etkili, üzerine uzun uzun konuşulabilecek bu mektup romanı anlayabilmek adına karakterlerden az da olsa bahsetmek istedim. “Aşkı bir kadeh içine sığdırmaya kalkışmak gibi ‘aşk kadehi’ tabiri ve ‘bir içim şerbet’ gibi nitelemelerle ne kadar küçültmeye kalkışıyorlar. … Bizim aşkımız öyle değildir. Pek büyüktür, pek geniştir… Nasıl anlatayım! Bu bir derya gibidir. İşte sanki ben de onun içine düşmüşüm de boğuluyormuşum gibi bir halde bulunduğumdan bu halimi de anlatmaya gücüm yokmuş. Ancak boğulduğum halde ben ölmüyorum, bu beni öldürmüyor. Bilakis yudum yudum hayat veriyor.” (s.4) Mehabe; anlattığı aşk kavramından da anlaşıldığı üzere kocasına âşık, evlilikte beklentilerine karşılık bulabilmiş mutlu bir yaşama sahip, gayrimeşru ilişkileri hoş görmediği için kardeşini kendi beğendiği biriyle evlendirmiş ancak pek de mutlu bir evlilikle sonuçlanmadığı için içten içe üzüntü ve pişmanlık duyan biridir. Fehame ise; görücü usulü evlendirilen, kocasından sevgi ve sadakat teminatı almayı kendine hak görmeyen, evliliğini bir geçim kontratı olarak niteleyen, koca olamadıysa bari baba olsun diye kendi mutluluğunu feda eden ve bunun neticesinde boşanmaya cesaret edemeyen, etse bile ekonomik olarak bunun mümkün olmadığını düşünen kadınların sesi olmuştur. “Evet Mehabe, zira geçinmek için ben onların emirlerine uymaya, haklı haksız hükümlerine boyun eğmeye mahkûmum! Ah, bu ne alçaklık! Fakat evlatlarım!…” (s.9) Sabahat; aşk evliliği yapmış olsa da mizaç olarak zamanla eşiyle birbirine uymadığını anlayan, mutsuz bir evlilik yaşayan, eşinin sadakatsizliğiyle evliliğin artık tahammül olunamaz olduğunu, dünyayı da hayatı da sevdiği için çocukları sebebiyle bu duruma Fehame gibi fedakârlık gösteremeyeceğini, razı gelmeyeceğini dile getirmesiyle günümüzdeki nice bu durumda olan kadınlara güçlü duruşun öncülüğünü etmiştir bir nevi. “Bir zamandan beri onu sevme ihtimalim kalmamıştı. Şimdiden sonra ise onunla geçinmek tahammülü de kalmadı.” (s.36) Gelelim son iki mektuptaki bekarlar gözünden evliliğin farklı bir boyutunu konuşmaya. “Okumuş, yazmış, mektep görmüş, eğitimini tamamlamış bir adam! Elbette benim için de böyle birini arayacakları malum! Fakat ahlaka, eğilimlere ne baskın gelebilir?” Nebahat ablasının evliliğinde gördüğü olumsuzluklardan hareketle evliliğe karşı her ne kadar uzak durmaya çalışsa da anne olma şerefinden mahrum kalmak istememektedir. “Ah, gelecekte ne kadar parlak ümitler vardı. Bir hayat yoldaşı, melek gibi çocuklar! İnanır mısın bu gördüğüm haller yüzünden hayat arkadaşından vazgeçiyorum da anne olmak övüncünü bir türlü kalbimden çıkaramıyorum.” (s.47) İtimat ise tıpkı Nebahat gibi evliliğe karşı çekimser ve önyargılıdır. İçinde yaşadığı evi, şartları düşündüğünde evlilik hayatına nefretle baksa da bazen imrenmeden edemez. Kişinin aldığı eğitimi, ilerde kadının kocasına kendini beğendirmek için değil de kendisi için gerekli olduğunu görüşünü savunur. #205342235 Dönemine rağmen büyük bir cesaret örneği olarak kalemini kadınlar üzerine tutmuş ve yansıttığı karakterle evlilik ile ilgili sorunlara ışık tutmuş, farklı bir bakış açısı kazandırmıştır
Fatma Aliye Hanım
Fatma Aliye Hanım
Kısacası; yazarımız eşler arasındaki karşılıklı uyumu önemsemek gerektiğine, evliliğin kutsal görevlerini göz önünde bulundurarak aşk ve muhabbet kavramlarının yanı sıra hürmet, sevgi ve güvenin önemine, görücü usulü evlilik ve bunun beraberinde getirdiği sorunlara, ayrıca geçinemeyen, sadakatsizlik gösteren evli çiftler sebebiyle evlilikten çekinen gençlerin evliliğe karşı nasıl hislerle, düşüncelerle yaklaştığına dikkat çekmiştir. Evliliğe mesafeli olsam da benim evlilikten beklentim ne, nasıl bir eş hayal ederdim, mutlu mu olur yoksa bedbaht olanlar kervanına mı katılırdım, diye düşünmeden edemedim okurken. Ayrıca günümüzle kıyaslamalar yapıp çevremdeki evlilikleri düşündüm. Ne istediğimi bir kez daha hatırladım bu sayede. Evlilikte önem gerektiren hususların en başatı, zihniyet meselesi bence. Çünkü evlenen kişilerin zihniyeti yetiştirecek, şekillendirecek çocukları ve geleceği. "Sorumluluk sahibi olan, kadına saygı duyan, evlilikte kadını hizmetçi kendini kraliyet ailesi mensubu olarak görmeyen erkekler yetiştirmediğimiz sürece iyi baba, eş kavramı toplumun bize dayattığı kadar olacak..."
Doğan Cüceloğlu
Doğan Cüceloğlu
Sevdiklerinizle ve kitaplarla kalın. Keyifli okumalar.
Levayih-i Hayat
Levayih-i HayatFatma Aliye Hanım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20203,749 okunma
··
1 artı 1'leme
·
638 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.