İlk çocuk, önce tek çocuktur ailede; dolayısıyla, bütün dikkatleri kendi üzerinde toplayan bir odak noktası oluşturur. Ne var ki, ikinci çocuk dünyaya gelir gelmez tahtından alaşağı edilmiş görür kendini ve doğal olarak durumundaki böyle bir değişikliğe karşı başkaldırır. Gerçekten, elindeki gücü ansızın yitirmesi trajik bir olay niteliğiyle gelip çöreklenir yaşamına. Bu trajik duygu, çocuğun idealini kurmasında rol oynadığı gibi, erişkinlik çağında taşıdığı özelliklerde de kendini açığa vurur. Hastaların yaşam öyküleri, bu gibi ilk çocukların her zaman böyle bir yıkım karşısında kaldıklarını göstermektedir.