Necip Mahfuz geç tanıştığım ve hayran kaldığım bir yazar. İlk okuduğum kitabı Cebelavi Sokağının Çocukları’ydı. İkinci olarak Miramar’ı okudum ve doğru bir sıralama olduğunu düşünüyorum.
Miramar’ı anlamak için Mısır’ın tarihini de bilmek gerekiyor yoksa anlatılan bazı olaylar,siyasi taraflar havada kalıyor. Ana karakterimiz Zühre ve ortak mekan Miramar Pansiyonu. Tüm olaylar bu pansiyonda ve pansiyonda kalan erkek müşteriler arasında geçiyor. Aynı olayları farklı farklı karakterin ağzından dinliyoruz. Bu da farklı nakış açılarını gösteriyor bizlere. Benim en çok etkilendiğim ise Zühre’nin ne istediğini bilerek tek başına kimseye boyun eğmeden verdiği mücadele. Buna karşın erkek karakterlerde sanki boşlukta süzülüyormuş gibi bir eminsizlik ve kafa karışıklığı görüyoruz.