15. yaş gününe girmeye hazırlanan Sofie okuldan eve döndüğü sırada posta kutusunda kendi adına bırakılmış ve kimden geldiği belli olmayan sarı bir zarf bulur. Zarfı açar, içinde bir kâğıt bulmuştur ve kağıtta şöyle yazar, “Kimsin sen?” bunun üzerine kim olduğunu düşünmeye başlar. Belki de bu gizemli olay Sofie için sonun başlangıcı olacaktır. Eserini okullarda verilen felsefe eğitiminin gerekli düzeyde olmadığından hareketle kaleme alan

Jostein Gaarder ;

Sofie'nin Dünyası ’nda felsefenin temellerini, gelişimini ve yüzyıllar içinde geldiği konumu harika bir kurguyla harmanlayarak bizlere sunuyor. Doğa filozofları ile başlayıp, günümüz filozoflarına kadar felsefe tarihinin büyük bir kısmına ışık tutan yazar, hayatı anlamaya yönelik sorularla okuyucuyu çoğu kez düşündürüp, pek çok kez de şaşırtıyor. Okurken beni çok sarmaladı bu kitap, hatırladıkça hâlen mutlu oluyorum, bitmesini de hiç istememiştim. Sanki bir zaman makinem vardı ve roller coasterda, düşüncenin tarihinde bir yolculuktaydım, birçok dönemin doğuşuna tanıklık ediyordum. Öyle ki kendimi bazen Atina sokaklarında, bazen Kudüs'te gerçeği ararken, bazen Ortaçağ'ın karanlık dehlizlerinde, bazen Rönesans şaşasını yaşarken; bazen aklı, vicdanı, doğruyu ya da yanlışı sorgularken, bazen düşüşün içinde yükselişi bazense yükselişin içindeki düşüşü deneyimlerken buldum. Çok çok uzun zaman sonra tıpkı çocukluğumdaki gibi, içimdeki hayret ve merak yeniden uyandı. Felsefe tarihine giriş niteliğinde olan bu eseri okurken felsefi kavramlar ve filozoflar hakkında çok şey öğreneceğinizi, dönemler arasındaki ilişkiyi ve nelerin hangi dönem için dayanak oluşturduğunu, dönemlerin bazen yüzyıllar sonra nasıl tekrarlandığını daha net göreceğinizi söyleyebilirim. Felsefe tarihinde uzun bir yolculuğa çıkmaya hazırlanan okuyuculara, Sofie, Alberto, Hilde ve binbaşı arkadaşlık ediyor. Okurken siz de Sofie’nin her yaştan insanı kucaklayan bilgi dolu dünyasını keşfetmenin tadına varacak ve dünyayı olduğu gibi kabullenmeyip varoluşunuz, kim olduğunuz, neden ve nasıl yaşamanız hakkında düşünürken bulacaksanız. Henüz izlemesem de sinemaya uyarlanmış bir filmi de var. Onun linkini bulunca yoruma ekleyeceğim. Okuyacak olanlara mis gibi okumalar diliyorum.