Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Hangi ürünlerde GDO var? Simdilerde başta soya, mısır, pamuk, kanola olmak üzere genetiğiyle oynanmamış pek bir şey kalmadı. Bir fikir vermek için: Dünyada ekilen 72 milyon hektar soyanın %57'sini, 140 milyon hektar mısırın %ll'ini, 34 milyon hektar pamuğun %2l'ini ve 25 milyon hektar kanolanın %14'ünü genetiği değiştirilmiş (transgenetik) çeşitler oluşturuyor. Tabii hepsi bu kadar değil; buğday, ayçiçeği, pirinç, domates, patates, papaya ve yerfıstığı gibi ürünlerin de genetiği değiştirilmiş durumda... Muz, ahududu, çilek, kiraz, ananas, biber, kavun, karpuz da diğerlerinin akıbetine maruz... Bugün yediğimiz domates, salatalık, kavun, karpuz artık benim çocukluğumda yediklerimiz değil... Trakya'nın, Kırkağaç'ın kavunu, Çanakkale'nin domatesi, İstanbul'un salatalığı artık yok! Salatalıklar lastik topa benziyor!"
Yordam Kitap
·
76 görüntüleme
Ûs okurunun profil resmi
,,, İlk genetiği değiştirilmiş domatesin adı Flavr Savr' dı. Domatesin raf ömrünü uzatmak, taşımayı kolaylaştırmak amacıyla üretilmişti. Domatesler tam olgunlaşmadan, yeşilken toplanıyor, sandıklarda, karanlık odalarda ve nakil esnasında olgunlaştırılıyordu. İçi henüz yeterince olgunlaşmamış bir ürün ortaya çıkıyordu. Etilen gazı kullanılarak da domateslerin kabuğu kızartılıyordu... Kabuk kızarsa da domatesin için ham kalıyordu ve tabii besin içeriği kayboluyordu. Fakat hepsi bu kadar değil, o domatesleri yiyen farelerin midelerinin delindiği görüldü ve ürün piyasadan çekildi... Nitekim GDO'lu ürünleri yiyen hayvanlarda da tuhaf alametler beliriyor. GDO'larla daha çok ürün, bir yılda birkaç mahsul almak, bitkinin böceklere ve tarımsal ilaçlara karşı daha dirençli olmasını sağlamak amaçlanıyordu. Koyun, keçi, inek, sığır, tavuk, domuz ve balık gibi hayvanların doğurganlığını ve büyüme, "olgunlaşma" hızını artırmak, hastalıklara karşı direncini artırmak amaçlanıyordu. Fakat bir şey var, tüm bu iddiaları doğrulayacak, test edecek veriler ve araçlar da GDO üreticisi dev kapitalist şirketlerin elinde! Kaldı ki her şeye rağmen GDO'lu türlerin daha verimli olduğu iddiasını doğrulayacak bir kanıt henüz ortada yok! GDO tekeline sahip az sayıdaki sermaye grubu, bizimki gibi üçüncü dünya ülkelerinde tarımı tamamen ele geçirmek üzere. Kapsamlı emperyalist sömürüye ve saldırıya maruz söz konusu ülkeler, gıda güvenliğini ve egemenliğini külliyen kaybetmek üzereler. Artık kendi geleneksel tohumlarını da kullanamıyorlar; tohum tekelleri tarafından esir alınmış durumdalar.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.