Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bilinmeyene dair fikirlerimizi genellikle bilinene ilişkin kavramlarımızla renklendiririz. Ölüme uyku diyorsak, bunun sebebi dıştan bakıldığında uykuya benzemesidir; ölüme yeni bir hayat diyorsak, bunun sebebi hayattan farklı bir şeye benzemesidir. Gerçekliği hafifçe yanlış algılayarak umutlarımızı ve inançlarımızı kurarız. Mutluymuş numarası yapan küçük çocuklar gibi, pasta diyerek küçük kırıntıları yiyerek yaşıyoruz. Ne var ki hayat bundan ibaret işte; hiç değilse hayatın genel olarak medeniyet diye bilinen o özel sistemi. Medeniyet, bir şeye ona ait olmayan bir isim verip sonra bunun üzerine hayaller kurmaya dayanır. Sonra gerçek hayale eklenmiş sahte isim yeni bir hakikat yaratır. Nesne başka bir şeye dönüşür, çünkü onu değiştiririz. Hakikatler üretiriz. Hammadde aynı kalır ama sanatımız ona, başka bir şeye dönüştüren bir biçim verir. Çam ağacından bir masa hâlâ çam ağacıdır ama aynı zamanda masadır. Masada otururz, çam ağacında değil. Aşk cinsel bir içgüdü olmasına rağmen cinsel dürtüyle değil, başka bir duygunun tasavvuruyla âşık oluruz ve bu tasavvur da zaten bir diğer duygudur.
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.