"Lâik" kelimesinden ve bunun lügatteki mânasından başlayalım. (Laîc=) ''laique" lâtince (laicus) aslından alınmış Fransızca bir kelimedir. Ve lügat mânasiyle, ruhanî olmayan kimse, dinî olmayan şey, fikir, müessese, sistem, prensip demektir.
Katolik dünyasında insanlar ikiye ayrılır. Bir kısmına (Cîerge-) "Werl'e" denir ki, bunlar dîn adamlarıdır ve ruhanîler sınıfını teşkil ederler. Bu sınıf da, kendi için de tekrar, ''Regnlier'' ve "Secuiler" diye iki zümreye ayrılır. Birinci zümreye dahil olan ruhaniler, hayattan uzak yaşayan ve manastırlara kapanıp ömürlerini ibadetle geçiren zahitler (=tekkenîşinler)dir, İkinci zümre ise, papaz, piskopos gibi halk İçinde ve herkesle birlikte yaşayan Kilise hadimleri ve bilfiil dini vazife gören âyin sahipleridir.
İşte, lâik diye, ruhaniler sınıfının bu iki zümresinden hiç birine mensup olmayan, zahit veya papaz sıfatı almayan Hıristiyanlara denir. Kelimenin bu ilk ve asli mânası genişletilerek, dinî olmayan ve ruhanî bir mahiyet taşımayan fikir, müessese, prensip, hukuk, ahlâka da "lâik" denilmiştir.
Şu halde lâik hukuk deyince bundan, dini
olmayan, esaslarını dinden almayan hukuk; lâik devlet deyince de dini akide ve esaslara dayanmayan devlet anlamak lâzım gelir.