“Elestü bi rabbiküm.”
“Kâlû belâ.”
Ben sizin rabbiniz değil miyim?
Evet! Ya Rabbi.
Söz verdik ya, sözünde dur artık.
“Belâ” dedik, belâ bizimle birlikte geldi dünyaya, belasız gün yok. Bekleme... Olmayan bir şeyi beklersen üzüntü
çekersin. Son durak cennet. Eee, bilette öyle yazıyor. Elestü meclisinden çıktık, cennete doçru gidiyoruz.
Çıkış belli, varış belli.
Aşıklık adamlık “vela” dostluk için şahit lazımmış, delil devşirmek lazımmış ki o şahit delil bela çekmekle oluyormuş. Adı geçen bela ise dünyada bulunuyormuş, o yüzden dünyaya şöyle bir uğradık, işimizi halledip gideceğiz.