Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Büyük mimar Hilmi Şenalp, inşâ edilmekte olan Osmanlı tipi bir câmi için Aşkabat’ta bulunuyordu. Yardımcıları ile yolda giderken önlerine bir şâb-ı emred (henüz sakalları çıkmamış) bir genç çıktı ve bunlara bir suâl tevcih “-Ağabekler!.. Siz, Türkiye’den mi geldiniz?” Bu suâl, “Evet!..” diye cevaplanınca: “-Size bir suâl sorabilirem mi?” dedi. Yine, “Evet, buyur!..” denilince de: “-Türkiye’de hatun kişiler başlarını örtirler mi?” Cevap: “-Evet, tabiî!..” oldu. Genç devamla: “-Bacaklarını örtirler mi?” diye sordu. Cevap yine müspet olunca, o genç dedi ki: “-Vallâhî ağabekler!.. Kusura bakman, ama siz doğru söylemirsiğiz!.. Men telefizyon seyredirem. Siz Ruslaşmışssığız!.. Hâlinize bakirem, sizden hiç ümitvar olamıyrem!.. Lâkin düşünürem ki, “Mukaddes Emânetler” hâlâ sizin elinizde!.. Cenâb-ı Hak, birilerine ruhsat, fırsat verip de onları elinizden aldrımadı. Hem de İstanbul, bir keresinde düşman işgâli altına düşmüş olduğu hâlde!.. Demek, siz, yine bir gün ecdâd gibi adamlar olacağsınız ki, onlar sizde kaldı. O günü boynumu eğmiş beklirem!..
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.