Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Hazine
Simya nedir? Sorusuna cevap aradığımızda binlerce yıl boyunca yaşayan bazı insanların; doğayı, insanı ve yaşamı anlama çabasını görüyoruz aslında. Günümüzde bir çok dallara ayrılmış halde bulunmakta olan parçaların bütünü. Tabi şuan bu parçaların bir kısmı bilimsel (örneğin kimya) bir kısmı ise değil (örneğin felsefe). Her ne kadar günümüzde bir çok alanı birbirinden ayırıp derinlemesine inceleme yaparak daha ayrıntılı bir şekilde öğrenebileceğimizi ve bu bilgiyi kullanabileceğimizi düşünsek de bu konu aslında hala tartışmalı. Hayat sadece tartıp ölçebileceğimiz bilimsel bilgilerden mi ibarettir yoksa sadece inançlar felsefeler gibi bilimsel olmayanlardan mı? Ya da bilimsel olmak o kadar önemli midir? Önemli ve kayda değer olmak için bilimsel olmak mı gerekir? Maalesef bunların tam bir cevabı yok ancak şu çok net ki simyacılar yıllar önce yapmaya çalışılabilecek en gerçekçi yolu izlemeye çalışmış ve hepsini bir arada tutarak hayata bakmaya çalışmıştır. Biz de bu kitapta karakterimiz Santiago kişisel menkıbesini ararken biz de hem onu takip etmiş hem de bir simyacı ile tanışma şansı elde etmiş oluyoruz. Ana karakterimiz Santiago babası papaz olmasını istemesine rağmen kendisi gezmeyi çok sevdiği için çoban olur. Koyunlarıyla yaşamaktayken bir kaç gece üst üste rüyasında Mısır Piramitleri'nde kendisini bir hazinenin beklemekte olduğunu görür. Bunun üzerine meraklanır ve bir çingeneye giderek rüyasını anlatır. Çingene ona hazinenin peşine düşmesi gerektiğini söyler ve kendisinden bir ücret talep etmez ancak hazineyi bulabilirse hazinenin onda birini ister. Santiago çingenenin yanından ayrıldığında bir yaşlı ile karşılaşır ve sohbet etmeye başlarlar-Santiago daha sonrasında bu yaşlının bir kral olduğunu öğrenecektir- Santiago yaşlı adama da rüyasını anlatır ve yaşlı adam onda Kişisel Menkıbesinin peşinden gitmesi gerektiğinden bahseder. Bu düşüncesini söylemesinin ardından koyunlarının altıda birini ister ve bunun için de " Henüz sahip olmadığın bir şeyi vaat ederek gidecek olursan, onu ele geçirme arzusunu yitirirsin." der. Yaşlı kral Melkisedek Santiagoya ismi Urim ile Tummim olan iki taş verir. Kararsız kaldığı zamanlarda bu taşlardan yardım almalıdır. Bunun üzerine Santiago yola koyulur ve ilk olarak Afrikaya geçer. Arapça bilmediği için birilerinden yardım istemeye çalışır ancak elindeki parasını çalacak kişiye yakalanır. Kişisel Menkıbesini bulmak için çıktığı yolda her şeyini kaybetmiş bir şekilde neler olduğunu sorgulamaya başlar ve dönmeye karar verir. Bunun için paraya ihtiyacı vardır yani en azından geri dönebilecek ve koyun alabilecek kadar. Bu yüzden de bir billuriyeci dükkanında çalışmaya başlar. Uzun zamandır temizlenmeyen parlamayan ve yenilik yapılmayan bu dükkanı adeta oraların ünlü mekanı haline getirir ve 11 ay boyunca burada çalışarak çok para kazanır. Tüm bu zaman boyunca çalıştığı dükkanın sahibi ile tanışır ve onun kişisel menkıbesini ondan dinler. Yeterince parası olduğunda dönmekten vazgeçer ve mısıra doğru yola koyulur. Yolda tanıştığı ingiliz de kendisi gibi kişisel menkıbesinin peşinden gitmektedir. Ancak birbirlerinin dilinden pek anlamaz ve kendi bilip farkettiklerini birbirlerine aktaramazlar. Bu noktada Santiago" Onun öğrenme tarzı, benim öğrenme tarzım değil; benim öğrenme tarzım, onun öğrenme tarzı değil. Ama o da ben de kendi kişisel menkıbemizi arıyoruz; bu yüzden ona saydı duyuyorum" diyerek bize birbirini anlayamadan da anlamanın ve saygının inceliklerini gösterir. İngiliz adam simyacıyı arıyordur. Onun sayesinde Santiago da simyacının ne olduğunu öğrenir. Santiago iki kuşun kavga ettiğini görerek savaş olacağına dair bur duyuruda bulunduğunda doğanın dilini anlamaya başlıyordur ve onu bir simyacı bulur. Mısır'a gitmesi için ona yardım edeceğini söyler ve beraber yola çıkarlar. Yolda karşılaştıkları askerlerden kurtulabilmek için Santiago rüzgar olması gerektiğinde doğanın dilini konuşmaya başlar. Kişisel menkıbesinin peşinden gitmeyi düşünerek çıktığı yolda Mısır piramitlerine ve hazinenin bulunduğu yere ulaşır. Tam kazmaya başladığı sırada savaş mültecileri Santiago'yu görür ve onu dövüp altınlarını çalarlar. Hikayenin sonu en etkileyici olan kısmıdır. Santiago gördüğü düşü bu kişilere anlattığında içlerinden biri kendisinin de uzun birsüre boyunca benzer bir rüyayı farklı şekilde gördüğünü söyler. Gördüğü rüyada İspanya’ya gitmesi gerektiğini, çobanların koyunlarıyla birlikte içinde uyudukları, ayin eşyalarının konulduğu, yerde büyümüş bir firavuninciri bulunan yıkık bir köy kilisesi araması gerektiğini ve bu firavun incirinin dibini kazarsa gizli bir hazine bulacak olduğunu söyler. Kişisel menkıbe neyi ifade eder diye düşündüğümüzde aslında kitabın sonu bir cevap gibi. Sonunda hazine olan kendimizi bulmayı...
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023206,4bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
5,1bin görüntüleme
Girişimcilik Durağı okurunun profil resmi
İnceleme mükemmel olmuş emeğinize sağlık 🙏
Büşra kurtuluş okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim 😊
Mehmet Hasan TEKİN okurunun profil resmi
Bir kitap ancak bu kadar güzel yorumlanabilirdi. 👏
Büşra kurtuluş okurunun profil resmi
Böyle düşünmenize çok sevindim teşekkür ederim
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.