Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Henüz hiçbir şeye dokunmamış, hiçbir şeyden bir mut- luluk duymamış, hiçbir şey elde etmemişken böyle bir kapış- la bir av yapıp kenara çekilme halini anlayamıyordu. Üstelik avlanan olmak da pek vahşi, pek sevimsiz bir şeydi. Kendine alıştırmak, ehlileştirmek, sahip olmak varken, bunları yapa- bilecekken avlanmak ne çirkin bir şeydi. Üstelik başka hiç- bir çaresi olmayan, açlıktan ölecek olan ya da kendisine hiç- bir şey sunulmayacak olan, Allah'ın herkese verdiği ağaç kō- kü, yaprak, filiz, meyve, bal... gibi şeyleri de iştahına uygun bulmayan ancak avlanırdı. Leylâ niye ava çıksındı ki, o kadar mı, o kadar mı çaresizdi? Sonra avlar hep daha masum, gü- zel, silahsız şeylerken, avlayanlar çirkin, vahşi, sinsi ve yanı- na kolay kolay varılmayacak mahluklardı. Leylâ avları avla- nandan çok beğeniyor, dişleyeceğine dişlenmeye rıza göste- receğini anlıyordu. Ama kadınlardan pusuya yatıp avlanma- ları, kendilerini bir peynir parçası kadar tehlikesiz gösterip hareketsiz durmaları, sadece az bir şeyle iştah açmaları, avla- n kandırmaları, türlü hileleri ile hüner göstermeleri bekleni- yor, bu halin üzerine övülüyor, takdir ediliyor, yoksa bir şe- ye tutulmuyorlardı. Bununla övülecek olsa, "ne güzel kafes- ledin, şimdi rahatına bak" dense yerin dibine gireceğini, za- ten de yerinin ancak orası olacağını anlıyordu. Aksi halin ya- ni bir başka yaramazın, uğursuzun avı olmayı da titretici bir şey olarak görüyor, derin bir beceriksizlik kabiliyeti ile diş tırnak donanmiş olduğunu anlamasa da sanki seziyordu. Ne avlanacağını, ne av olacağını sanmıyordu. Sanmamak nedir? yor, Galiba, yapmamak. Yapmadı. Kıpırdamadı.Seyretti.
Sayfa 109
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.