Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hiçlik karşısında her kelimeyle zafer kazansak bile, onun zorbalığına daha da fazla maruz kalmamıza yol açar bu. Konuşanların sırrı yoktur. Ve hepimiz konuşuruz. Kendimize ihanet eder, kalbimizi teşhir ederiz; her birimiz dile gelmezliğin celladıyızdır; her birimiz sırları, en başta kendi sırlarımızı yok etmek için yırtınırız. Ötekilerle görüşmemiz de, kendimizi boşluğa doğru bir yarış içinde hep birlikte alçaltmak içindir; ister fikir teatisi olsun, ister itiraflar ya da entrikalar… Merak, sadece cennetten dünyaya düşüşe değil, her günkü sayısız düşüşe yol açmıştır. Hayat, bu düşme sabırsızlığından; ruhun bakir yalnızlıklarını, Cennetin en eski ve en gündelik inkârı olan diyalog yoluyla peşkeş çekmekten ibarettir. İnsan, aktarılamayan Kelâm’ın sonsuz vecdi içinde yalnızca kendini dinlemeliydi; kendi sessizlikleri için kelimeler ve sadece kendine ait pişmanlıklar için işitilebilen akortlar uydurmalıydı. Ama evrenin gevezesidir o, ötekiler ardına konuşur, benliği çoğul biçimi sever. Ötekiler ardına konuşan kişi ise daima sahtekardır. Siyasetçiler, reformcular ve kolektif bir bahaneden yana çıkan herkes üçkağıtçıdır. Sadece sanatçının yalanı bütünsel değildir, zira o ancak kendini icat eder. Kendini iletişimsizliğe bırakmanın, tesellisiz ve sessiz heyecanlarımızın ortasındaki gerilim dışında, hayat, koordinatları belli olmayan bir alan üzerinde koparılan patırtıdır; evren ise, sara hastalığına tutulmuş bir geometri…
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.