Irıs murdoch'un okuduğum ilk eseri."Bilinçsiz zihin insanları birbiriyle özdeşleştirmeye bayılır.Oynayabileceği birkaç karakter var zaten"Bradley in Julian ile Hamlet ve Shakespeare hakkında konuştuğu bölümde söylediği bu sözler bir nevi kitabın çekirdeğini oluşturur ve bize önemli ipuçları verir.Romanın anlatıcısı Bradley vergi dairesinde çalışmakta kalan zamanlarda yazarlık ile uğraşmakta olan kendisini Püriten olarak tanımlayan karakter.Başlangıçtan itibaren onun memnuniyetsizliğini hissedebilirsiniz.Yakın arkadaşı Arnold onun eşi Rachel ,kız kardeşi Priscilla ve eski eşi Christian tarafından yaşadığı münzevi hayat kuşatılır. Murdoch'un romanın ana karakteri Bradley olmasına rağmen kadın karakterlere geniş yer vermesini sevdim.Rachel ve Priscilla bir yönde benzerler evlendikten sonra kendi hayatına yön veremeyen bu kadınların bölümlerini okurken feminist öfkeyi hissedebilirsiniz.Bradley eserini yazmaya çalışırken sanatı,insan bilincini sorgular.Arayış içerisindedir eserini yazmaya çalışırken bir yandan Tanrıyı arar.Sanatı ve bilinci sorguladığı bölümlerde sizi bazı derin düşüncelere sevk etse de kitabı bitirdiğimde biraz hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmem gerek.İncelemeyi fazla uzatmak istemiyorum. Yine de Murdoch'un kalemi ile tanışmak güzeldi.

Kara PrensIris Murdoch · Ayrıntı Yayınları · 1999139 okunma

·

101 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.