Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

536 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Nar Ağacı - N. BEKİROĞLU /İnsan içinden yenilenmeyince dışından eskir.
Ah, nasıl mümkün şimdi seni unutmak! Nasıl mümkün okumadan önceki hâle dönmek. Oysa "Hangi hikâye başladığı yerde bitmemiş ki?" idi son cümlen... Benim seninle olan hikayem başladığım yerde bitmedi. Seni okuyan benle önceki ben asla aynı yerde olamam... Hiç, bir resmin sizi alıp geçmiş yıllara sürüklediği oldu mu? Bir albümü kurcalayıp fotoğraftaki yıllarda buldunuz mu kendinizi? O yılları anımsamaya, eksikleri, gidemediğiniz yerleri hayallerinizle doldurmaya kalktınız mı? Hiç, bir büyüğünüze benzettiler mi sizi? Onlardan aldığınız huylarınız oldu mu? Yaşamlarını merak ettiğiniz, hikayelerini öğrenmeye can attığınız atalarınız?
Nar Ağacı
Nar Ağacı
Fotoğraflar eşliğinde tarihin tozlu sayfalarına yolculuk... Öyle bir yolculuk ki Trabzon, Bakü, Tebriz, Taht-ı Süleyman, Isfahan, Şiraz, Yezd, Batum, Tiflis, İstanbul... Her şehir başlı başına bir dünyaydı ve her kahraman o dünyanın yükünü sırtında taşıyan, dünyadan yaralı bir varlık. Yalnızca insanlar mı, şehirler bile yaralı... Kimden, hangi şehirden, hangi olaydan başlayacağımı o kadar bilmiyorum ki... Bir kitap bitirdim, binlerce kitabın yükü omuzlarımda sanki... Ey aşk... Mecnûn'u çöllere düşüren, Ferhat'a dağları deldiren, Aslı'ya "Aman Kerem, beni rüsva eyleme!" dedirten aşk... Settarhan'ı diyarından eden, Azam'ı başkasına yâr eden, Zehra'yı bulduran, İsmail'i öldüren, Din, iman, ferman dinlemeyen aşk... Kimi hayatlar vardır, ne kadar farklı yönlere giderlerse gitsinler birleşmektir kaderleri. Böyle bir yolculuk işte bu kitaptaki... Uzun uzadıya olayları anlatmak, eseri özetlemek değil niyetim, bende uyandırdığı duyguları verip bu efsunlu yolculukla sizi başbaşa bırakmak... Ama uyarmadı demeyin, bir çıkan pişman bu yolculuğa, bir de çıkmayan. Zira öyle yollar aşıyorsunuz ki yalnızca yaşaması değil okuması bile meşakkatli... Yolculuk içinde yolculuk... Bilinen dünyadan bilinmeyene. Settarhan... Aşkı için yollara düşen, aşkı uğruna bir ömürden bir coğrafyadan geçen Setterhan. Azam... Aşkı uğruna gösterdiği cesareti dünyaya örnek olacak kadın... Ve bir yol ayrılığı. Aslında hiç birleşmeyen yolların... Sofya üzerinden Zehra'ya, Batum üzerinden Trabzon'a, Türk dünyasından Anadolu'ya... Öyle bir zaman dilimi ki her yer kan revan... Anadolu savaşta, Rusya'da ihtilal... Evlerinden göç etmek zorunda kalan insanlar. Bir yanda can pazarı diğer yanda aşk... "Ahir zamandayız besbelli." Yandı içim, Anuş'a veda edilirken... Yandı içim, Remziye suya kapılıp giderken... Yandı içim, bir bebek ölür, göz göre göre, mezarı dahi olamayacak bir bebek, ona derme çatma bir mezar yapılırken... Yandı içim, Celil Hikmet'in Zehra'ya mektubunu okurken... "Sen güzelliğinin her şeyi fethettiği zamanlardasın ve ben hangi yanıma değsen o yandan ağrıyorum." Öyle karakterler var ki hepsi başkahraman oldu gözümde. Ben şimdi İsmail'i nasıl atayım geriye... İsmail, Ah İsmail, vatanı için canını vermeye can atan İsmail. Vatan aşkı ile tutuşan, kendine yatacak yer bulamayan İsmail. Nar ağacın kesildi ama sen gönlümün en güzel yerinde yatıyorsun şimdi. Ve Sofya, Hayallerimin mesleği ile uğraşan kitapçı Sofya, Yaralı bir hayatı saran, öğrettiği her harfe kırk yıl köle olunası Sofya... Settarhan'a "Beni boşluklarına doldurmaya kalkma," diyen Sofya. Settarhan'dan sonra en sevdiğim kahraman oldun benim. Büyükhanım, Eserin cefakar kadınını, Emanete ihanet etmeyen, öleni topraksız koymayan, hayatında bir defa olsun kendisi için yaşamamış olan kadın... Öyle bir kitap ki kime dokunsam kanıyorum. Hangi coğrafyaya gitsem kan soluyorum. Azala azala bitiyorum. "Sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim." Eserden en sevdiğim cümle olabilir. Beni öyle bir çağırdı ki okumadan edemedim. "Hayat kısa, narlar çürüyor," diyordu çok sevdiğim bir dizide. Hayattan daha uzun zaman dilimlerinin bile aslında çok kısa olduğunu anladım. Ve şimdi ruhum eserin büyüsünden çıkarmadan kaleme alıyorum bu incelemeyi. Yıllar yıllar öncesine gidiyorum yollar yollar aşarak. Ve belki ben de yıllar yıllar önce öldüm, gelecekten biri hayatıma bakıyor gülerek. Sahi, sen beni görüyor musun? "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı," diyor eserin bir yerinde. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ve gerçekten bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı. "Ben, bu hikâyeden sessiz sedasız nasıl çıkıp gideceğim?" Sahi, nasıl? Bedenim çıksa da, Kitabın kapağını kapamış olsam da ruhum ayrılacak mı? Olmadı sizi de sürüklerim içine. Yanacaksak yanalım, hepimiz bu ateşte!
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,2bin okunma
··
13,2bin görüntüleme
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Okuma sürecime eşlik eden kıymetli dostlarıma da buradan teşekkürü borç biliyorum:
Sinem
Sinem
Filiz~
Filiz~
@Kitap_Okuyorumm
Merve
Merve
Banu
Banu
вυrcυ۵
вυrcυ۵
Sitâre
Sitâre
Döndü BARUT okurunun profil resmi
“Yitik zamanın peşindeyim.” cümlesi kitapta geçiyordu. Hala aklıma gelir.. Yitik bir zamanı kovalarcasına ilerliyordu kitap, büyülü bir yolculuktu bu insanın içini acıtan. Ama umut her hikayenin sonunu bitirmemizi sağlayan.. Nazan Bekiroğlu okumak büyük keyif.. Kaleminize sağlık hocam.. 😊🙏
Mikail Balcı okurunun profil resmi
O cümleyi ben de not almışım. O cümle ile düştüm o zamanın peşine... Teşekkür ediyorum.
5 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
вυrcυ۵ okurunun profil resmi
Rica ederiz.. Biz de çok teşekkür ederiz bu sürece bizi de ortak ettiğiniz,paylaştığınız için Hocam 🙏🏼😊 Gerçi ben 1-2 gün daha devam ediyor olacağım sürece ama.. 🤭
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Kitap ne kadar uzun sürse o kadar iyi emin olun. 😊
1 sonraki yanıtı göster
вυrcυ۵ okurunun profil resmi
İnceleme için de ayrıca yüreğinize,kaleminize sağlık
Mikail Balcı
Mikail Balcı
Hocam 👏👏👏
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Teşekkür ediyorum. 😊
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.