248 syf.
8/10 puan verdi
İLK PARAGRAF KİŞİSEL HEYECANIMDAN İBARETTİR OKUMADAN
GEÇEBİLİRSİNİZ.
Bir inceleme girişimi de diyebiliriz buna. Daha önce paylaşımlarda bulundum ancak bunlar genelde alıntılar ve kişisel görüşlerimi içeren kısa iletilerden ibaret oluyordu. Bugün ilk kezbir inceleme girişiminde bulunacağım. Tam olarak inceleme demeli miyim bilmiyorum zira biraz korkuyorum ya da çekiniyor da olabilirim. Neyse bu konuya değinerek heyecanımı bir nebze hafiflettim varsayıyor ve devam ediyorum.
Buraya kadar çok kişisel o yüzden bir es vereyim ve paragraf başı yaparak kitapla ilgili konuşmaya başlayayım.
Buyrunuz;
Öncelikle belirtmek isterim ki bu objektif bakışa sahip bir kitap incelemesi olmayacak çünkü kuşlara karşı ayrı bir tutkum var. Pek sevdiğim canlılardır kendileri. Bu sebepten ötürüdür ki kitabı eksiğiyle(tartışılır),fazlasıyla çok sevdim.
Kuş Evi; doğa sevdalısı, İngiliz bir müzisyen olan Gwendolen Howard (1894-1973) adındaki bir kadının gerçek hayat hikayesinden kurgulanmış biyografik bir roman özelliği taşımaktadır. Len(Gwendolen) Howard; çeşitli kuş türleri hakkında özgün amatör araştırmalar yaparak inceleme makaleleri kaleme alan profesyonel bir kuş gözlemcisidir. Bilinçli bir tercihle doğayla ve özellikle kuş türleriyle iç içe ancak insanlardan ve şehirden uzakta izole bir hayat sürdürmüştür.
Kitapta da bu durum bence ustalıkla işlenmiş ve yansıtılmıştır. Hatta öyle bir yansıtma ki bu kitabın kurgusunu bir noktada yüzeysellikle sorgulamama sebep oldu ancak sonrasında hemen geçti çünkü çok severek okuyordum.
Yaşasın kuşlar !
Kitabı yüzeysellikle tanımlamak bence çok sığ bir yaklaşım olacaktı çünkü kitabın yazarı olan Eva Meijer’in romanlaştırmak için Gwendolen Howard’ın hayatını seçmesi bence tesadüf değil çünkü ortak birçok noktaları var.
Meijer’de tıpkı Len Howard gibi müzisyen, 4 albümü var.! Aynı zamanda doğa aşığı; canlıları konu alan tek eseri Kuş Evi değil.
Ben biraz daha abartıp instagram hesabını inceledim ve gördüm ki paylaşımları yalnızca doğadan oluşan karelerle bezeli. (Tabii hemen takibe aldım.)
Yani diyorum ki tam da bu sebeple bence Meijer kitabı kurgularken çokta okuyucuyu kucaklama, oradan oraya sürükleme kaygısı gütmemiş. Tıpkı Len Howard’ın karakteri, hayatı ve etrafındaki insanları yaşayış ve algılayış şekli gibi. İsterseniz gelirsiniz diyor bu kadınlar sanki. Gayet bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyorum.
Ancak bunun yanı sıra Meijer’in satır aralarında yaptığı bazı kuvvetli metaforlar ve betimlemeler var ki beni çok etkiledi.
Yani aslında yazar, okuru tam anlamıyla kendi haline de bırakmıyor.
Bu da bana biraz Len Howard’ın kuşları avucunda tutarken ki uyguladığı yöntemi hatırlatıyor.
Ne çok dar, ne de çok geniş; belli belirsiz, hareket alanı bırakan bir avuç içi misali, çerçevesini kendisinin çizdiği bir anlatı tarzı.
Bir diğer husus ise Meijer’in, dönemin İngiltere'sine; sosyal yapsına ve savaşın etkilerine değinmeden geçmemiş olması. Len Howard varlıklı bir aileden gelen, ülkenin içinde bulunduğu durumdan ortalamanın biraz daha altında etkilenmiş evet ancak buna rağmen yazar dönemin zorluğunu ve dâhi yokluk kavramını; varlıklı bir ailenin kızı olan Len Howard üstünden gayet yeterli bir şekilde aktarabilmiş. Kuş Evi; doğaya özellikle kuş türüne ve gözlemine merakı olan insanlar için yazılmış bence. Çünkü hiçbir kuş gözlemcisi bu kitabı okuyup da Len’i kıskanmadığını söyleyemez, inanmam buna. Howard, insanlara karşı ne kadar çabasızsa kuşlara karşı o denli fedakâr ve özenli davranıyor. Ve karşılığını da fazlasıyla alıyor. Hem de ne almak! Ah, çok güzel çok!
Kitabı bitirdiğinizde size, armağan ettiği bilgiler ve kuşlarla kurmuş olduğu o güzel bağın hissi eşlik edecek.
Ben kendimi kaptırdım ve kitabı bitirdikten sonra bağımsız olarak Gwendolen Howard ‘ın hakkında ufak bir araştırma yaptım. Kitapta da bahsi geçen röportajlardan birinin çekim videosuna ve fotoğraflara eriştim.
Kitap boyunca gülümsemesini hayal edemediğim Len Howard’ın kuşlar hakkında konuşurken gülen gözlerini ve heyecanını sizlerin de görmesini istediğim için ufak bir albüm oluşturdum. Onları da sizlerle paylaşmaktan çok mutluluk duyacağım.
Bir zamanlar bu dünyadan geçmiş olan Gwendolen Howard ile tanıştırdığı ve hayat deneyimini bizlerle paylaştığı için Eva Meijer’e , bu deneyimi okuyabilmemizi sağlayan çevirmeni Gül Özlen’e, kitabı bizlerle buluşturan Nebula Kitap’a ve Yayıncısı Başak Güntekin’e, kitaplara önce kapağından sonra künyesinden aşık olanlardanım bu sebeple kapak tasarımı için
Dilek Şişli’ye kısacası bu güzelliği bizimle buluşturan ve bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ederim
Eva Meijer 
Gül Özlen Başak Güntekin Dilek Şişli
Söz konusu röportaj linki;
facebook.com/BBCArchive/vide...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.