Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

CEHMİYYE MEZHEBİ
Kurucusu sayılan Cehm bin Safvan (ölm.128/745) adlı düşünüre nispetle Cehmiyye diye anılan ve felsefî yanı ağır basan bu mezhep özellikle akla tanıdığı tartışılmaz üstünlük yüzünden eleştirilmiştir. İslam düşünce tarihinde dinsel nasları (vahyi metinleri) tam serbest bir akılcılıkla yorumlayan ilk ekol bu mezheptir. Bu bakımdan Cehmiyye, akılcılığın temel ekolü sayılan Mûtezile’nin de fikir kaynağıdır. Ve Cehmiyye’nin deizme kapı aralayan bir ekol oluşu da esas anlamda bu akılcılığa dayanır. Kaydedilmesi gereken bir nokta da, Cehmiyye'nin, ameli imandan bir parça saymayan görüşüdür. Egemen Emevîci gücün ‘zındıklık, mülhitlik’ gibi ezberletilmiş ithamlarla karaladığı bu mezhep, aklı, dinsel nasların verilerini yönlendirecek (ve gerektiğinde onları dışlayacak) kadar önemli ve güçlü bir kaynak olduğunu öne sürmüştür. Allah’ın varlığı da ancak akıl yoluyla idrak edilebilir. Biraz sonra göreceğimiz ve İmamı Âzam’ın da temsilcilerinden biri olduğunu bildiğimiz Mürcie mezhebinin imanla ilgili görüşünün kaynak ocağı da Cehmiyye’dir. İbadetin imandan bir parça olmadığını, hiç ibadeti olmayan bir insanın da eğer kalbinde iman varsa mümin olacağını söyleyen Cehmiyye, bununla da yetinmez, imanın varlığı için dilin ikrarını bile gerekli görmez. Ona göre, kalbin tasdiki iman için yeterlidir. Gerekçesi ne olursa olsun, dilin inkârı imana zarar vermez. Çünkü iman bir bilginin insan idrakinde vücut bulmasıdır. Dilin inkârı, vücut bulmuş bilginin yok olmasını gerektirmez.
Sayfa 110
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.