Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

148 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Siddhartha
Ayrılma/Erginlenme/Dönüş Hikâye şöyle başlıyor; herkes tarafından çok sevilen ve sayılan, bir Brahman oğlu olan Siddhartha, diğerlerinden farklı olarak içinde dinmeyen bir huzursuzluk, susuzluk içinde kendi beninde akan asıl pınarı, özü, Nirvana’yı bulmak için sonu gelmeyen bir arayışın yolculuğuna çıkar. Maneviyattan maddiyata uzanan bu yol, Siddhartha’nın hemen her duygu durumunu, yaşam biçimini yaşamasına, anlamasına müsaade ederken, tıpkı akan bir ırmak gibi Siddharha’yı geliştirip dönüştürür. Bir Brahmanken bir Samana olur Buddha ile karşılaşır ve sonra bir ‘çocuk insan’ olur. Ruhsal bütünlüğü iç dünyasından dış dünyaya, manevi yaşantıdan maddi yaşantıya dönüşür. Manevi yaşantısı ile sahip olduğu mistik duygu, kavrayış ve becerilerin ardından ‘çocuk insan’ tabiri ile madde evreninde sahip olunan duygu, düşünce, his, beceri gibi çocuk insan davranışlarına yönelir. Bu arayış yolculuğunda karakterimizin karşısına çıkan her birey ve olay karakterimizin bireyselleşme amacına katkı sağlar. Sonuçta içindeki huzursuzluğu hiçbir yolla tatmin edemeyen Siddhartha ‘ben’ e, doğaya döner. Kahramanımızın karakteri ile hemhal olmuş bu maddi ve manevi yolculuğun iniş ve çıkışlarına, güzel ve kötü taraflarına, huzur ve korku anlarına, sevgi ve hiçlik duygularına olay örgüsünün her karesinde farklı kişi ve mekânlarda rastlarız. Bu Hint Masalı, okura ‘Bildungsroman’ türünün bir örneğini sunarken Siddhartha’nın arayışı yine okurun kendi benindeki bilgeliğe de farklı bir bakış açısı getirir. Hesse’nin de düşünce dünyasından izler taşıyan kitabın son bölümü Siddhartha’yı kişi ve olay bağlamında anlamak açısından önem arz etmektedir. Şöyle söyler Siddhartha; “Bilgi bir başkasına aktarılabilir, bilgelikse hayır. Bilgelik keşfedilebilir, bilgelik yaşanabilir, bilgelik el üstünde taşıyabilir insanı, bilgelikle mucizeler yaratılabilir, ama bilgelik öğretilemez.” Sonunda ulaşılan bu yolculuğun bir iç yolculuk olduğunu gösterir bize Siddhartha. Nasıl bir kitabı okuduktan sonra yapılan çıkarımlar herkesçe farklı ise bilgelikte böyledir. Benliklerimize hastır. Bilgiyi öğreniriz ama bilgeliği içimizde filizlendirir ve yeşertiriz. Siddhartha’nın arayış yolculuğu içinde karşına çıkan sembolik imgeler, nesneler de ilginç bir o kadar hayali ve gerçektir. Bu bağlamda sözcükler ve nesneler arasında yaptığı seçimi dikkat çeker. Nesneleri dün-bugün-yarın/geçmiş-şimdi-gelecek ekseninde ele alır. Nesnelere salt anlamları ile bir ben gibi yaklaşır. "Bu taş taştır, aynı zamanda hayvandır, aynı zamanda Tanrı’dır, aynı zamanda Buddha’dır, ileride şu ya da bu nesneye dönüşeceği için ona saygı duyuyor, onu sayıyor değilim, çoktan ve her zaman şu ya da bu nesne olduğu için sevip sayıyorum onu. Özellikle taş olması, bana şimdi ve bugün taş olarak görünmesi, özellikle bu sevdiriyor onu bana, damarlarının ve oyuklarının her birinde bir değer buluyorum, sarı renginde, gri renginde, sertliğinde, üzerine vurduğum zaman çıkardığı seste…” Evet böyle söyler Siddhartha ve nesnelerin benlikle olan bu içsel bağlantısını sevgi ile buluşturur. Yine yeniden bir hikâyede sonuç sevgi olur. "Ama benim için tek önemli şey, dünyayı sevebilmektir; onu aşağılamamak, ona ve kendime hınç ve nefret beslememek, ona, kendime ve bütün varlıklara sevgiyle, hayranlıkla ve huşuyla bakabilmektir." Aslında Siddhartha’ya dair konuşulacak çok fazla mevzu var. Bireyselleşme yolunda başvurulacak bir çok düşünce biçimi. İnanıyorum ki her okurda ve her okunuşta bir başka bam teline seslenecek bu hikâye, hepimizin içsel öyküsüne yardım edecek öyle ya da böyle. Okurken pek çok kez Simyacı kitabını anımsatsa da Siddhartha, elbette iki romanda bambaşka tatlardı. Simyacı sevenlerine küçük ama içi büyük bir öneri olsun. Yazar Hakkında Hermann Hesse, 1877 doğumlu Alman yazar, ressam. O, 20. Yüzyılın en önemli yazarları arasında yer alan Amerika hippi gençliğinin en önemli eserlerine sahip. Şüphesiz Doğu mistisizmine, Doğu felsefesine yönelmesinde güçlü etmenler söz konusu. Yaşadığı dönemde ülkesinin içerisinde bulunduğu ağır bunalıma, yıkıma sebep olan savaşlar, ruhsal çöküntü… Bunların içerisinde bireye, bireyselleşmeye, hümanizme yönelmiş bunun için çaba sarf etmiş bir yazar Hesse. Bu bağlamda Psikolog Carl Gustav Jung’un kuramına duyduğu merak, ruhbilimine dair yaptığı çalışmalar eserlerinin ana gidişatını belirlemiştir. “Siddharta” romanında da karşımıza çıkan spiritüalizm, Budizm ve Zen Budizm dalgaları Hesse’nin gerek düşünce dünyasında gerek eserlerinde önemli rol almaktadır. 1946 yılında Nobel Edebiyat Ödülü almıştır. 1962 yılında geçirmiş olduğu bir rahatsızlık sebebiyle uyku halinde iken yaşama veda etmiştir.
Siddhartha
Siddhartha
Hermann Hesse
Hermann Hesse
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,8bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
697 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.