1960’lı yıllarda Amerika-Vietnam savaşı sadece cephede mücadele eden askerleri değil tüm bir Birleşik Devletler halkını derinden etkilemişti.
Stephen King de bu dönemin çarpıcı olaylarından etkilenerek Maça Kızı’nda toplumsal içerikli hikayeler oluşturmuş. Bunu yaparken de elbette bildiğimiz King tarzınının biraz dışına çıkmış. İçindeki hikayeler birbirine bağlı, olaylar birbiriyle bağlantılı ve iç içe geçmiş şekilde ele alınmış. Çoğu sadık okur bu kitabı beğenmediğini ifade ediyor, açıkçası haksız da sayılmazlar. Zira iyi bir sadık okur olarak ben de pek beğenmedim. İçindeki hikayelerden sadece ilk bölümde yer alan “Sarı Giysili Alçak Adamlar” öyküsünü beğendim. Bu hikayede klasik King tarzını hissedebiliyorsunuz. Ünlü eseri Kara Kule’ye göndermeler yapması ve “Uykusuzluk” kitabındaki Ralph Roberts’ın başka insanların görmediği küçük adamları görmesi gibi benzer şeyler olması yönünde diğer hikayelere göre çok ama çok başarılıydı.