Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Darlığı, sıkışmayı hissetmeyen patlayamaz. Sokakta kendiyle yürüyen onurundan habersizken aşağılanan onu hatırlar ve paha biçemez. Ama hani insan kendini, başkasını şaşırttığı kadar ve ani de şa­şırtamaz. Bunlar insanın içinde zaten o kadar var ve yerle­şiktir ki yakalanma olmasa hiçbir şey değişmez; ne bilgeli­ğe, ne şerefe hayranlığım değişmez. Kendimi, ne olduğumu bilerek az çok beğeniyordum. Başkaları bazı şeyleri anlama­dı, sadece olan bir yönü ile onlara aşikar oldu diye kendimi alabildiğine kınayacak değilim. Tedbirsizliğime yanabilirim, bunu değerlendirişlerine yanabilirim ama bu olduğumu ka­bul etmem. İnsan kendine çepçevre aşina iken yandan, bir anlık, bir zaman, bir ömür süresince bir kez bakanın gözü­ne, değerlendirişine kendini nasıl teslim edebilir ki? Benim bundan evvel binlerce başka hallerim oldu, onları kim gör­dü? Gören neden bana saygılarını sunmadı, neden beni kut­samadı, ya da şimdi niye burada değil, neden beni kurtar­mak için bir şey yapmıyor, o da kendi gördüklerinden, bil­diklerinden bahsetmiyor, onun hiç mi tanıkları yok, bütün o görüntüler kayıp mı oldu, bütün o güzel yad edişler son­suzluğun neresinde kayboldu, neden hep onlar kayboldu? Hayat anlık bir görüntünün aksülameli, insan da onun ob­jesi değildir.
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.